[go: up one dir, main page]

Birinci Sadabad Sarayı

22 Eylül 2024 tarihinde kontrol edilmiş kararlı sürüm gösterilmektedir. İnceleme bekleyen 4 değişiklik bulunmaktadır.

Birinci Sadabad Sarayı (veya Sadabad Kasrı), İstanbul'da Kağıthane Deresi kenarında 1722 yılında inşa edilen 1809'da yıktırılan yazlık saraydır. Lale Devri'nin simgesi olmuştur.[1]

Tarih boyunca aynı yerde yapılıp yıktırılan üç saraydan ilkidir. Sadabad saraylarının ikincisi 1809- 1816 arasında inşa edilip 50 yıl kadar kullanıldıktan sonra yıktırılmış; üçüncü saray 1863'te yaptırılmış ve 1943'te yıktırılmıştır. Geçmişte üç sarayın inşa edildiği yerde günümüzde Kağıthane Belediyesi'nin binası bulunur.[2]

Sadabad Sarayları'nın ilki, devrin sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından III. Ahmed için yaptırılmıştı.[1] Yapı, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk büyükelçisi sayılan Yirmisekiz Mehmed Çelebi'nin Paris'ten getirttiği saray ve bahçe planlarından esin alarak inşa edildi.[2] Fransa'daki Fontainebleau Sarayı örnek alınarak Kâğıthane Deresi'nin yatağı genişletildi. Derenin suyu çağlayanlar üzerinden akıtılarak havuza verildi. Saray ile birlikte “Cedvel-i Sîm” isimli kanal, iki havuz, üzerinde seyir kameriyeleri ile iki çağlayan kaskad, “Kasr-ı Neşat” adlı pavyon ve bir çeşmenin yapımı 60 günde tamamlandı.[2] Havuz üzerindeki mermer direklerin üzerine inşa edilen saray, Paris civarında bulunan Marly Köşkü 'ne benzetilir[3] III. Ahmet döneminin sarayı için en dayanaklı veriler Avusturya elçisi Gudenus'un çizimleri ile dönemin betimlemeleri ve gravürlerinde bulunabilmektedir.[1]

31 Temmuz 1722'de sarayın açılışına padişah III. Ahmed katıldı. Açılış sırasında şairler padişaha söyledikleri methiyelerde saraya “uğurlu, mamur yer” anlamında “Sa'd-abad” adını verdi.[2] Bu isim, sonradan semtin de adı oldu.

1722-1730 arasında Haliç'in her iki yakasında vezirlere ve paşalara ait, 173 adet kasır kurulmuş;[4] 1730'daki Patrona Halil İsyanı sırasında kasırlar yağmalanmış ve sonra da tamamen yakılmıştır. III Ahmed'in yerine tahta çıkarılan I. Mahmut, sarayın yakılmasına izin vermemiştir ancak tahrip edilmesine ses çıkarmadı. Yeni padişah, daha sonra sarayı tamir ettirmiş fakat hiç kullanmamıştır.

Zamanla köhneleşen sarayı III. Selim, Krikor Balyan 'a tamir ettirerek kurtardı. III. Selim, IV. Mustafa ve II. Mahmut devirlerinde saray, pâdişahların yabancı elçilerle buluşma, Anadolu ve Rumeli âyânı ile görüşme yeri hâline getirildi.[5] Âyânlara bir dizi yükümlülük getiren ve Türkiye'nin ilk anayasal belgesi kabul edilen Sened-i İttifak, 1808'de bu sarayda imzalandı.

II. Mahmud iyice eskiyen sarayı 1809'da yıktırdı ve yerine yeni bir saray inşa ettirdi.

Kaynakça

değiştir

Ayrıca bakınız

değiştir