Özet: İlk çağlardan beri sanatın dönem dönem sorgulandığı ve bu sorgulamaların neticesinde gelişe... more Özet: İlk çağlardan beri sanatın dönem dönem sorgulandığı ve bu sorgulamaların neticesinde gelişen zihin yapısının sanatta yeni pencereler açtığı günümüzde, seramik sanatı; geleneksel, endüstriyel ve sanat seramiği olarak üç temel alana ayrılmaktadır. Malzemesinin karakteristik özelliklerinden ötürü boşlukla şekillenen, iç boşluğa sahip olan ve plastik sanatların tüm ögelerini bünyesinde içeren bir sanat dalı olarak seramik sanatı, işlevsel ya da sanat seramiği olarak çok çeşitli biçim ve kavramsal içeriklerle karşımıza çıkmaktadır. Sanatçılar eserlerini, çamurun boşlukla iletişime geçtiği şekillenebilme özelliğinin geniş ifade alanlarından yararlanarak oluşturmaktadırlar. Bu çalışmada; çeşitli sanatçılardan seramiğin iç boşluğundaki iş görme yetisinin dışlanarak biçimin yeni görsel plastik bir anlam edindiği yani çanak, çömlek, testi, kupa ve vazo gibi kap biçimlerinin heykelsi bir görünüme dönüşerek, sanat seramiği olarak sınıflandırılan eserler incelenmiştir. Bununla birlikte, boşluğun sadece nesnenin dış yüzeyini çevreleyen bir eleman olarak değil, kütlelerin parçalanmasıyla plastik bir öge olarak da kullanıldığı heykel çalışmaları ele alınmıştır. Tezde çalışmaları analiz edilen sanatçılar arasında, Peter Voulkos (Amerika), Alev Ebuzziya Siesbye (Paris), Piet Stockmans (Belçika), Bodil Manz (Danimarka), Wayne Higby (Amerika), Linnea Rut Bryk (İsveç), Hsu Yunghsu (Tayvan), Canan Dağdelen (Viyana), Eva Hild (İsveç) ve Merete Rasmussen (Londra) yer almaktadır. Araştırmada, sanat seramiğinin biçimden biçime farklılıklar gösterişini örnekler üzerinden irdeleyerek, boşluğun nasıl bir şekle dönüştüğü ve kurgulandığı konusunda çözümlemeler yapılmaya çalışılmıştır.
Abstract: The art of ceramic is divided into three basic fields as traditional, industrial and art ceramic today, where the mental structure of art has opened new windows in art as a result of periodic inquiries and search for new expressions since ancient times. Ceramic art, classified as functional and art ceramic, mainly comes up with a wide variety of forms and conceptual contents as a branch of art that is shaped with a void due to characteristic feature of its material encapsulating an interior space as well as embracing all the elements of plastic arts. The artists emerge by taking advantage of the wide range of expressions of the feature where clay enables communication through void. This study aims to examine several works created by various artists in which the form acquires a new visual plastic meaning - excluding the ability to work in the inner space of ceramic - that is, vessel forms such as pottery, jugs, mugs and vases transformed into a sculptural appearance as well as the works classified as art ceramic are analyzed. Beside examining space as a outer surface encircling the object of element, it is also studied as a plastic element that is used by breakdown of masses in sculptural works. Among the artists’ works discussed and analyzed in the thesis are Peter Voulkos (America), Alev Ebuzziya Siesbye (Paris), Piet Stockmans (Belgium), Bodil Manz (Denmark), Wayne Higby (America), Linnea Rut Bryk (Sweden), Hsu Yunghsu (Taiwan), Canan Dağdelen (Vienna), Eva Hild (Sweden) and Merete Rasmussen (London). This research essentially endeavors to analyze how space is transformed into a form by examining the process through diverse examples that unveil differences from form to form in art ceramic.
Özet:
Türklerin gündelik yaşamında ve kültüründe tabiat ve çiçek sevgisi önemli bir yer tutmaktad... more Özet: Türklerin gündelik yaşamında ve kültüründe tabiat ve çiçek sevgisi önemli bir yer tutmaktadır. Bu sevgi geçmişten günümüze farklı alanlardaki Türk sanat dallarına esin kaynağı olabilmektedir. Üsluplaştırılmış veya tabiattan alınmış halleriyle çiçek motifleri, Türk sanatının her döneminde önemini korumuştur. Günümüzde de sevilerek zarafetle kullanılmaya devam etmektedir. Bu çiçek motiflerinden biri olan lâle, Osmanlı dönemi sanatında sıklıkla kullanılmış, hatta Selçuklular döneminden başlayarak Anadolu Türk sanatının baş tacı çiçeklerinden biri olmuştur. Türk kültürünün önemli bir parçası haline gelen lâle, birçok sanat dalında olduğu gibi seramik sanatında da yüzyıllar boyu göz önüne konan sağlam yapısı ve motif zenginliği ile sanatçılar için geniş bir kullanım yelpazesi oluşturmuş ve vazgeçilmez bir öğe haline gelmiştir. Türk seramiğinde dini ve sosyal güdülerle yüzyıllardır ön planda tutulmuş olan lâle bugün de geleneksel sanatlarla, modern seramik sanatını bir arada tutmak isteyen seramikçilerin özgün çalışmalarında görülmektedir. Bu çalışma, lâlenin tarihsel serüveni ve kültürümüzdeki yerinden kısaca bahsederek, lâle motifinin seramik sanatında kullanımı üzerine önemli eserler ortaya koyan sanatçılardan biri olan Zehra Çobanlı'nın "Lâle Zamanı" adlı yerleştirme (enstalasyon) çalışması örnek olarak incelenmiştir. Bu bağlamda yerleştirme sanatını seramik sanatına kazandıran önde gelen isimlerden biri olan sanatçının yaşam öyküsüne değinilmiş, aynı zamanda sanatı ve sanat anlayışı, kendisi ile yapılan söyleşiden belirttikleri de göz önüne alınarak çözümlemeye çalışılmıştır.
Abstract: The love of nature and flowers is considered as an important element in Turkish daily life and culture. This love has inspired many realms of art in various aspects from past to present in Turkish artistic experience. The floral motifs, stylized or taken from nature, have maintained their importance in every period of Turkish art and continue to be used elegantly today. One of these floral motifs is surely tulip, which was used frequently in Ottoman art, and even became one of the crown flowers of Anatolian Turkish art starting from Seljuk period. The tulip has created a wide range of usages and became an indispensable element for the artists with its robust structure and motif richness in ceramic art for centuries. The tulip, which has been in the forefront in Turkish ceramics for centuries for religious and social reasons, is still seen in the original works of ceramicists who aim to synthesize Turkish traditional and modern ceramic art together. In this study, Zehra Çobanlı's installation work called "Tulip Time" is examined as an example to reflect unity in multiplicity. The installation is one of the artist's important works on the use of tulip motif in ceramic art by briefly mentioning the historical adventure of tulip and its place in our culture. In this context, the life story of the artist, who is one of the leading names who introduced the installation to ceramic art in Turkey, is also mentioned by referring to her conception of art based on the interview was made with her before the formulation of this article.
Özet:
Sanatın ne olduğu, kapsamı, işlevi ve amacı antik dönemden beri tartışılagelmektedir. Mode... more Özet: Sanatın ne olduğu, kapsamı, işlevi ve amacı antik dönemden beri tartışılagelmektedir. Modern çağla birlikte sanatın özerkliği konusu, sanatın herhangi bir amaç veya araç olarak kullanımı sorunu tekrar gündeme gelmiştir. Sanat sadece kendisi için yapılır veya kendine hizmet eder düşüncesine karşı sanatın başından beri kültürün ve kamusal alanın ayrılamaz bir parçası olduğu, kamusal alanda kullanılabileceği ve sonuçta sanatın kamusal alanı etkileyen ve bu alandan etkilenen bir doğasının olduğunu savunan görüşler iki farklı çerçevede günümüzde karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışma, kamusal alanda duyusal ihtiyaçların fiziksel ihtiyaçlardan bağımsız olarak düşünülemediği noktada, bireyin kent içinde kendini bulamaması veya özgürce ifade edememesine karşı gündelik hayattaki alışılagelmiş bazı davranış biçimlerinin yaratıcı ve katılıma dayalı sanatsal ve mimari çalışmalarla nasıl değiştirilebileceği konusunu incelemeyi amaçlamaktadır. Bireyin kamusal alandaki özgürlükleri ve kendini özgürleştirme yolunda arayış biçimleri ele alınarak daha çok sanatın toplum için olduğu görüşünü destekleyen akımdan hareketle farklı ülkelerdeki kamusal alanda sanatın işlevselliğini ön plana çıkaran çeşitli somut örnekler üzerinde durulmuştur. Söz gelimi A.B.D.'de Michael Rakowitz, Krzysztof Wodiczko ve Gregory Kloehn'in Evsizlere Yardım etme amacıyla kamusal alanda tasarladıkları projeler, çocukların, gençlerin ve aynı zamanda yetişkinlerin gündelik rutin davranışsal biçimlerinin değişimini hedefleyerek hayatlarına neşe ve eğlence katabilmenin yanı sıra sağlıklı bir yaşama da teşvik amacıyla kamusal alanda İsveç'ten ve A.B.D'den çeşitli sanatçılar tarafından oluşturulmuş Oyuncu Alanlar ve bazı gereçlerle oluşturulmuş insanların cep telefonlarını veya bilgisayarlarını ücretsiz olarak şarj edebilecekleri, yerel imkânlarla sınırlı veri paylaşımında veya saklamasında bulunabilecekleri, bununla birlikte farklı amaçlarla da kullanabilecek kamusal alandaki Muhtelif Diğer Örneklemeler'de incelenmiştir.
Abstract: The nature, scope, function, and purpose of art have been discussed since ancient times. With the modern age, the issue of the autonomy of art, the question of the use of art as any purpose or tool has unveiled again. The idea that art is only made for itself or serves itself can be assessed in two different contexts in terms of art as an inseparable part of the culture and public space since the beginning as the nature of art affects public space, and in return, it is also affected by the public realm. The aim of this study is to examine how some common forms of behavior in daily life can be changed by creative and participatory artistic and architectural studies against the fact that the individual cannot find himself or express himself freely in the city where the sensory needs in the public sphere cannot be thought independently of the physical needs. With a view supporting the idea that art is for society, the freedoms of the individual in the public sphere and the ways of seeking self-liberation are the main focus of this work while documenting various concrete examples that emphasize the functionality of art in the public sphere in different countries. In the United States, for example, projects designed by Michael Rakowitz, Krzysztof Wodiczko and Gregory Kloehn in the public sphere called Help The Homeless, another project that aims to change the daily routine behavioral patterns of children, young people and adults, as well as to bring joy and fun to a healthy life called Playful Spaces created by various artists from Sweden and the United States, and moreover for the purpose of encouragement, people created with some apparatus where users can charge their mobile phones or computers free of charge or even share and store data locally untapped by anyone called Miscellaneous Other Samples in the public domain.
Özet: İlk çağlardan beri sanatın dönem dönem sorgulandığı ve bu sorgulamaların neticesinde gelişe... more Özet: İlk çağlardan beri sanatın dönem dönem sorgulandığı ve bu sorgulamaların neticesinde gelişen zihin yapısının sanatta yeni pencereler açtığı günümüzde, seramik sanatı; geleneksel, endüstriyel ve sanat seramiği olarak üç temel alana ayrılmaktadır. Malzemesinin karakteristik özelliklerinden ötürü boşlukla şekillenen, iç boşluğa sahip olan ve plastik sanatların tüm ögelerini bünyesinde içeren bir sanat dalı olarak seramik sanatı, işlevsel ya da sanat seramiği olarak çok çeşitli biçim ve kavramsal içeriklerle karşımıza çıkmaktadır. Sanatçılar eserlerini, çamurun boşlukla iletişime geçtiği şekillenebilme özelliğinin geniş ifade alanlarından yararlanarak oluşturmaktadırlar. Bu çalışmada; çeşitli sanatçılardan seramiğin iç boşluğundaki iş görme yetisinin dışlanarak biçimin yeni görsel plastik bir anlam edindiği yani çanak, çömlek, testi, kupa ve vazo gibi kap biçimlerinin heykelsi bir görünüme dönüşerek, sanat seramiği olarak sınıflandırılan eserler incelenmiştir. Bununla birlikte, boşluğun sadece nesnenin dış yüzeyini çevreleyen bir eleman olarak değil, kütlelerin parçalanmasıyla plastik bir öge olarak da kullanıldığı heykel çalışmaları ele alınmıştır. Tezde çalışmaları analiz edilen sanatçılar arasında, Peter Voulkos (Amerika), Alev Ebuzziya Siesbye (Paris), Piet Stockmans (Belçika), Bodil Manz (Danimarka), Wayne Higby (Amerika), Linnea Rut Bryk (İsveç), Hsu Yunghsu (Tayvan), Canan Dağdelen (Viyana), Eva Hild (İsveç) ve Merete Rasmussen (Londra) yer almaktadır. Araştırmada, sanat seramiğinin biçimden biçime farklılıklar gösterişini örnekler üzerinden irdeleyerek, boşluğun nasıl bir şekle dönüştüğü ve kurgulandığı konusunda çözümlemeler yapılmaya çalışılmıştır.
Abstract: The art of ceramic is divided into three basic fields as traditional, industrial and art ceramic today, where the mental structure of art has opened new windows in art as a result of periodic inquiries and search for new expressions since ancient times. Ceramic art, classified as functional and art ceramic, mainly comes up with a wide variety of forms and conceptual contents as a branch of art that is shaped with a void due to characteristic feature of its material encapsulating an interior space as well as embracing all the elements of plastic arts. The artists emerge by taking advantage of the wide range of expressions of the feature where clay enables communication through void. This study aims to examine several works created by various artists in which the form acquires a new visual plastic meaning - excluding the ability to work in the inner space of ceramic - that is, vessel forms such as pottery, jugs, mugs and vases transformed into a sculptural appearance as well as the works classified as art ceramic are analyzed. Beside examining space as a outer surface encircling the object of element, it is also studied as a plastic element that is used by breakdown of masses in sculptural works. Among the artists’ works discussed and analyzed in the thesis are Peter Voulkos (America), Alev Ebuzziya Siesbye (Paris), Piet Stockmans (Belgium), Bodil Manz (Denmark), Wayne Higby (America), Linnea Rut Bryk (Sweden), Hsu Yunghsu (Taiwan), Canan Dağdelen (Vienna), Eva Hild (Sweden) and Merete Rasmussen (London). This research essentially endeavors to analyze how space is transformed into a form by examining the process through diverse examples that unveil differences from form to form in art ceramic.
Özet:
Türklerin gündelik yaşamında ve kültüründe tabiat ve çiçek sevgisi önemli bir yer tutmaktad... more Özet: Türklerin gündelik yaşamında ve kültüründe tabiat ve çiçek sevgisi önemli bir yer tutmaktadır. Bu sevgi geçmişten günümüze farklı alanlardaki Türk sanat dallarına esin kaynağı olabilmektedir. Üsluplaştırılmış veya tabiattan alınmış halleriyle çiçek motifleri, Türk sanatının her döneminde önemini korumuştur. Günümüzde de sevilerek zarafetle kullanılmaya devam etmektedir. Bu çiçek motiflerinden biri olan lâle, Osmanlı dönemi sanatında sıklıkla kullanılmış, hatta Selçuklular döneminden başlayarak Anadolu Türk sanatının baş tacı çiçeklerinden biri olmuştur. Türk kültürünün önemli bir parçası haline gelen lâle, birçok sanat dalında olduğu gibi seramik sanatında da yüzyıllar boyu göz önüne konan sağlam yapısı ve motif zenginliği ile sanatçılar için geniş bir kullanım yelpazesi oluşturmuş ve vazgeçilmez bir öğe haline gelmiştir. Türk seramiğinde dini ve sosyal güdülerle yüzyıllardır ön planda tutulmuş olan lâle bugün de geleneksel sanatlarla, modern seramik sanatını bir arada tutmak isteyen seramikçilerin özgün çalışmalarında görülmektedir. Bu çalışma, lâlenin tarihsel serüveni ve kültürümüzdeki yerinden kısaca bahsederek, lâle motifinin seramik sanatında kullanımı üzerine önemli eserler ortaya koyan sanatçılardan biri olan Zehra Çobanlı'nın "Lâle Zamanı" adlı yerleştirme (enstalasyon) çalışması örnek olarak incelenmiştir. Bu bağlamda yerleştirme sanatını seramik sanatına kazandıran önde gelen isimlerden biri olan sanatçının yaşam öyküsüne değinilmiş, aynı zamanda sanatı ve sanat anlayışı, kendisi ile yapılan söyleşiden belirttikleri de göz önüne alınarak çözümlemeye çalışılmıştır.
Abstract: The love of nature and flowers is considered as an important element in Turkish daily life and culture. This love has inspired many realms of art in various aspects from past to present in Turkish artistic experience. The floral motifs, stylized or taken from nature, have maintained their importance in every period of Turkish art and continue to be used elegantly today. One of these floral motifs is surely tulip, which was used frequently in Ottoman art, and even became one of the crown flowers of Anatolian Turkish art starting from Seljuk period. The tulip has created a wide range of usages and became an indispensable element for the artists with its robust structure and motif richness in ceramic art for centuries. The tulip, which has been in the forefront in Turkish ceramics for centuries for religious and social reasons, is still seen in the original works of ceramicists who aim to synthesize Turkish traditional and modern ceramic art together. In this study, Zehra Çobanlı's installation work called "Tulip Time" is examined as an example to reflect unity in multiplicity. The installation is one of the artist's important works on the use of tulip motif in ceramic art by briefly mentioning the historical adventure of tulip and its place in our culture. In this context, the life story of the artist, who is one of the leading names who introduced the installation to ceramic art in Turkey, is also mentioned by referring to her conception of art based on the interview was made with her before the formulation of this article.
Özet:
Sanatın ne olduğu, kapsamı, işlevi ve amacı antik dönemden beri tartışılagelmektedir. Mode... more Özet: Sanatın ne olduğu, kapsamı, işlevi ve amacı antik dönemden beri tartışılagelmektedir. Modern çağla birlikte sanatın özerkliği konusu, sanatın herhangi bir amaç veya araç olarak kullanımı sorunu tekrar gündeme gelmiştir. Sanat sadece kendisi için yapılır veya kendine hizmet eder düşüncesine karşı sanatın başından beri kültürün ve kamusal alanın ayrılamaz bir parçası olduğu, kamusal alanda kullanılabileceği ve sonuçta sanatın kamusal alanı etkileyen ve bu alandan etkilenen bir doğasının olduğunu savunan görüşler iki farklı çerçevede günümüzde karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışma, kamusal alanda duyusal ihtiyaçların fiziksel ihtiyaçlardan bağımsız olarak düşünülemediği noktada, bireyin kent içinde kendini bulamaması veya özgürce ifade edememesine karşı gündelik hayattaki alışılagelmiş bazı davranış biçimlerinin yaratıcı ve katılıma dayalı sanatsal ve mimari çalışmalarla nasıl değiştirilebileceği konusunu incelemeyi amaçlamaktadır. Bireyin kamusal alandaki özgürlükleri ve kendini özgürleştirme yolunda arayış biçimleri ele alınarak daha çok sanatın toplum için olduğu görüşünü destekleyen akımdan hareketle farklı ülkelerdeki kamusal alanda sanatın işlevselliğini ön plana çıkaran çeşitli somut örnekler üzerinde durulmuştur. Söz gelimi A.B.D.'de Michael Rakowitz, Krzysztof Wodiczko ve Gregory Kloehn'in Evsizlere Yardım etme amacıyla kamusal alanda tasarladıkları projeler, çocukların, gençlerin ve aynı zamanda yetişkinlerin gündelik rutin davranışsal biçimlerinin değişimini hedefleyerek hayatlarına neşe ve eğlence katabilmenin yanı sıra sağlıklı bir yaşama da teşvik amacıyla kamusal alanda İsveç'ten ve A.B.D'den çeşitli sanatçılar tarafından oluşturulmuş Oyuncu Alanlar ve bazı gereçlerle oluşturulmuş insanların cep telefonlarını veya bilgisayarlarını ücretsiz olarak şarj edebilecekleri, yerel imkânlarla sınırlı veri paylaşımında veya saklamasında bulunabilecekleri, bununla birlikte farklı amaçlarla da kullanabilecek kamusal alandaki Muhtelif Diğer Örneklemeler'de incelenmiştir.
Abstract: The nature, scope, function, and purpose of art have been discussed since ancient times. With the modern age, the issue of the autonomy of art, the question of the use of art as any purpose or tool has unveiled again. The idea that art is only made for itself or serves itself can be assessed in two different contexts in terms of art as an inseparable part of the culture and public space since the beginning as the nature of art affects public space, and in return, it is also affected by the public realm. The aim of this study is to examine how some common forms of behavior in daily life can be changed by creative and participatory artistic and architectural studies against the fact that the individual cannot find himself or express himself freely in the city where the sensory needs in the public sphere cannot be thought independently of the physical needs. With a view supporting the idea that art is for society, the freedoms of the individual in the public sphere and the ways of seeking self-liberation are the main focus of this work while documenting various concrete examples that emphasize the functionality of art in the public sphere in different countries. In the United States, for example, projects designed by Michael Rakowitz, Krzysztof Wodiczko and Gregory Kloehn in the public sphere called Help The Homeless, another project that aims to change the daily routine behavioral patterns of children, young people and adults, as well as to bring joy and fun to a healthy life called Playful Spaces created by various artists from Sweden and the United States, and moreover for the purpose of encouragement, people created with some apparatus where users can charge their mobile phones or computers free of charge or even share and store data locally untapped by anyone called Miscellaneous Other Samples in the public domain.
Uploads
Papers
Bu çalışmada; çeşitli sanatçılardan seramiğin iç boşluğundaki iş görme yetisinin dışlanarak biçimin yeni görsel plastik bir anlam edindiği yani çanak, çömlek, testi, kupa ve vazo gibi kap biçimlerinin heykelsi bir görünüme dönüşerek, sanat seramiği olarak sınıflandırılan eserler incelenmiştir. Bununla birlikte, boşluğun sadece nesnenin dış yüzeyini çevreleyen bir eleman olarak değil, kütlelerin parçalanmasıyla plastik bir öge olarak da kullanıldığı heykel çalışmaları ele alınmıştır. Tezde çalışmaları analiz edilen sanatçılar arasında, Peter Voulkos (Amerika), Alev Ebuzziya Siesbye (Paris), Piet Stockmans (Belçika), Bodil Manz (Danimarka), Wayne Higby (Amerika), Linnea Rut Bryk (İsveç), Hsu Yunghsu (Tayvan), Canan Dağdelen (Viyana), Eva Hild (İsveç) ve Merete Rasmussen (Londra) yer almaktadır. Araştırmada, sanat seramiğinin biçimden biçime farklılıklar gösterişini örnekler üzerinden irdeleyerek, boşluğun nasıl bir şekle dönüştüğü ve kurgulandığı konusunda çözümlemeler yapılmaya çalışılmıştır.
Abstract: The art of ceramic is divided into three basic fields as traditional, industrial and art ceramic today, where the mental structure of art has opened new windows in art as a result of periodic inquiries and search for new expressions since ancient times. Ceramic art, classified as functional and art ceramic, mainly comes up with a wide variety of forms and conceptual contents as a branch of art that is shaped with a void due to characteristic feature of its material encapsulating an interior space as well as embracing all the elements of plastic arts. The artists emerge by taking advantage of the wide range of expressions of the feature where clay enables communication through void.
This study aims to examine several works created by various artists in which the form acquires a new visual plastic meaning - excluding the ability to work in the inner space of ceramic - that is, vessel forms such as pottery, jugs, mugs and vases transformed into a sculptural appearance as well as the works classified as art ceramic are analyzed. Beside examining space as a outer surface encircling the object of element, it is also studied as a plastic element that is used by breakdown of masses in sculptural works. Among the artists’ works discussed and analyzed in the thesis are Peter Voulkos (America), Alev Ebuzziya Siesbye (Paris), Piet Stockmans (Belgium), Bodil Manz (Denmark), Wayne Higby (America), Linnea Rut Bryk (Sweden), Hsu Yunghsu (Taiwan), Canan Dağdelen (Vienna), Eva Hild (Sweden) and Merete Rasmussen (London). This research essentially endeavors to analyze how space is transformed into a form by examining the process through diverse examples that unveil differences from form to form in art ceramic.
Türklerin gündelik yaşamında ve kültüründe tabiat ve çiçek sevgisi önemli bir yer tutmaktadır. Bu sevgi geçmişten günümüze farklı alanlardaki Türk sanat dallarına esin kaynağı olabilmektedir. Üsluplaştırılmış veya tabiattan alınmış halleriyle çiçek motifleri, Türk sanatının her döneminde önemini korumuştur. Günümüzde de sevilerek zarafetle kullanılmaya devam etmektedir. Bu çiçek motiflerinden biri olan lâle, Osmanlı dönemi sanatında sıklıkla kullanılmış, hatta Selçuklular döneminden başlayarak Anadolu Türk sanatının baş tacı çiçeklerinden biri olmuştur. Türk kültürünün önemli bir parçası haline gelen lâle, birçok sanat dalında olduğu gibi seramik sanatında da yüzyıllar boyu göz önüne konan sağlam yapısı ve motif zenginliği ile sanatçılar için geniş bir kullanım yelpazesi oluşturmuş ve vazgeçilmez bir öğe haline gelmiştir. Türk seramiğinde dini ve sosyal güdülerle yüzyıllardır ön planda tutulmuş olan lâle bugün de geleneksel sanatlarla, modern seramik sanatını bir arada tutmak isteyen seramikçilerin özgün çalışmalarında görülmektedir.
Bu çalışma, lâlenin tarihsel serüveni ve kültürümüzdeki yerinden kısaca bahsederek, lâle motifinin seramik sanatında kullanımı üzerine önemli eserler ortaya koyan sanatçılardan biri olan Zehra Çobanlı'nın "Lâle Zamanı" adlı yerleştirme (enstalasyon) çalışması örnek olarak incelenmiştir. Bu bağlamda yerleştirme sanatını seramik sanatına kazandıran önde gelen isimlerden biri olan sanatçının yaşam öyküsüne değinilmiş, aynı zamanda sanatı ve sanat anlayışı, kendisi ile yapılan söyleşiden belirttikleri de göz önüne alınarak çözümlemeye çalışılmıştır.
Abstract:
The love of nature and flowers is considered as an important element in Turkish daily life and culture. This love has inspired many realms of art in various aspects from past to present in Turkish artistic experience. The floral motifs, stylized or taken from nature, have maintained their importance in every period of Turkish art and continue to be used elegantly today. One of these floral motifs is surely tulip, which was used frequently in Ottoman art, and even became one of the crown flowers of Anatolian Turkish art starting from Seljuk period. The tulip has created a wide range of usages and became an indispensable element for the artists with its robust structure and motif richness in ceramic art for centuries. The tulip, which has been in the forefront in Turkish ceramics for centuries for religious and social reasons, is still seen in the original works of ceramicists who aim to synthesize Turkish traditional and modern ceramic art together.
In this study, Zehra Çobanlı's installation work called "Tulip Time" is examined as an example to reflect unity in multiplicity. The installation is one of the artist's important works on the use of tulip motif in ceramic art by briefly mentioning the historical adventure of tulip and its place in our culture. In this context, the life story of the artist, who is one of the leading names who introduced the installation to ceramic art in Turkey, is also mentioned by referring to her conception of art based on the interview was made with her before the formulation of this article.
Sanatın ne olduğu, kapsamı, işlevi ve amacı antik dönemden beri tartışılagelmektedir. Modern çağla birlikte sanatın özerkliği konusu, sanatın herhangi bir amaç veya araç olarak kullanımı sorunu tekrar gündeme gelmiştir. Sanat sadece kendisi için yapılır veya kendine hizmet eder düşüncesine karşı sanatın başından beri kültürün ve kamusal alanın ayrılamaz bir parçası olduğu, kamusal alanda kullanılabileceği ve sonuçta sanatın kamusal alanı etkileyen ve bu alandan etkilenen bir doğasının olduğunu savunan görüşler iki farklı çerçevede günümüzde karşımıza çıkmaktadır.
Bu çalışma, kamusal alanda duyusal ihtiyaçların fiziksel ihtiyaçlardan bağımsız olarak düşünülemediği noktada, bireyin kent içinde kendini bulamaması veya özgürce ifade edememesine karşı gündelik hayattaki alışılagelmiş bazı davranış biçimlerinin yaratıcı ve katılıma dayalı sanatsal ve mimari çalışmalarla nasıl değiştirilebileceği konusunu incelemeyi amaçlamaktadır. Bireyin kamusal alandaki özgürlükleri ve kendini özgürleştirme yolunda arayış biçimleri ele alınarak daha çok sanatın toplum için olduğu görüşünü destekleyen akımdan hareketle farklı ülkelerdeki kamusal alanda sanatın işlevselliğini ön plana çıkaran çeşitli somut örnekler üzerinde durulmuştur. Söz gelimi A.B.D.'de Michael Rakowitz, Krzysztof Wodiczko ve Gregory Kloehn'in Evsizlere Yardım etme amacıyla kamusal alanda tasarladıkları projeler, çocukların, gençlerin ve aynı zamanda yetişkinlerin gündelik rutin davranışsal biçimlerinin değişimini hedefleyerek hayatlarına neşe ve eğlence katabilmenin yanı sıra sağlıklı bir yaşama da teşvik amacıyla kamusal alanda İsveç'ten ve A.B.D'den çeşitli sanatçılar tarafından oluşturulmuş Oyuncu Alanlar ve bazı gereçlerle oluşturulmuş insanların cep telefonlarını veya bilgisayarlarını ücretsiz olarak şarj edebilecekleri, yerel imkânlarla sınırlı veri paylaşımında veya saklamasında bulunabilecekleri, bununla birlikte farklı amaçlarla da kullanabilecek kamusal alandaki Muhtelif Diğer Örneklemeler'de incelenmiştir.
Abstract:
The nature, scope, function, and purpose of art have been discussed since ancient times. With the modern age, the issue of the autonomy of art, the question of the use of art as any purpose or tool has unveiled again. The idea that art is only made for itself or serves itself can be assessed in two different contexts in terms of art as an inseparable part of the culture and public space since the beginning as the nature of art affects public space, and in return, it is also affected by the public realm.
The aim of this study is to examine how some common forms of behavior in daily life can be changed by creative and participatory artistic and architectural studies against the fact that the individual cannot find himself or express himself freely in the city where the sensory needs in the public sphere cannot be thought independently of the physical needs. With a view supporting the idea that art is for society, the freedoms of the individual in the public sphere and the ways of seeking self-liberation are the main focus of this work while documenting various concrete examples that emphasize the functionality of art in the public sphere in different countries. In the United States, for example, projects designed by Michael Rakowitz, Krzysztof Wodiczko and Gregory Kloehn in the public sphere called Help The Homeless, another project that aims to change the daily routine behavioral patterns of children, young people and adults, as well as to bring joy and fun to a healthy life called Playful Spaces created by various artists from Sweden and the United States, and moreover for the purpose of encouragement, people created with some apparatus where users can charge their mobile phones or computers free of charge or even share and store data locally untapped by anyone called Miscellaneous Other Samples in the public domain.
Bu çalışmada; çeşitli sanatçılardan seramiğin iç boşluğundaki iş görme yetisinin dışlanarak biçimin yeni görsel plastik bir anlam edindiği yani çanak, çömlek, testi, kupa ve vazo gibi kap biçimlerinin heykelsi bir görünüme dönüşerek, sanat seramiği olarak sınıflandırılan eserler incelenmiştir. Bununla birlikte, boşluğun sadece nesnenin dış yüzeyini çevreleyen bir eleman olarak değil, kütlelerin parçalanmasıyla plastik bir öge olarak da kullanıldığı heykel çalışmaları ele alınmıştır. Tezde çalışmaları analiz edilen sanatçılar arasında, Peter Voulkos (Amerika), Alev Ebuzziya Siesbye (Paris), Piet Stockmans (Belçika), Bodil Manz (Danimarka), Wayne Higby (Amerika), Linnea Rut Bryk (İsveç), Hsu Yunghsu (Tayvan), Canan Dağdelen (Viyana), Eva Hild (İsveç) ve Merete Rasmussen (Londra) yer almaktadır. Araştırmada, sanat seramiğinin biçimden biçime farklılıklar gösterişini örnekler üzerinden irdeleyerek, boşluğun nasıl bir şekle dönüştüğü ve kurgulandığı konusunda çözümlemeler yapılmaya çalışılmıştır.
Abstract: The art of ceramic is divided into three basic fields as traditional, industrial and art ceramic today, where the mental structure of art has opened new windows in art as a result of periodic inquiries and search for new expressions since ancient times. Ceramic art, classified as functional and art ceramic, mainly comes up with a wide variety of forms and conceptual contents as a branch of art that is shaped with a void due to characteristic feature of its material encapsulating an interior space as well as embracing all the elements of plastic arts. The artists emerge by taking advantage of the wide range of expressions of the feature where clay enables communication through void.
This study aims to examine several works created by various artists in which the form acquires a new visual plastic meaning - excluding the ability to work in the inner space of ceramic - that is, vessel forms such as pottery, jugs, mugs and vases transformed into a sculptural appearance as well as the works classified as art ceramic are analyzed. Beside examining space as a outer surface encircling the object of element, it is also studied as a plastic element that is used by breakdown of masses in sculptural works. Among the artists’ works discussed and analyzed in the thesis are Peter Voulkos (America), Alev Ebuzziya Siesbye (Paris), Piet Stockmans (Belgium), Bodil Manz (Denmark), Wayne Higby (America), Linnea Rut Bryk (Sweden), Hsu Yunghsu (Taiwan), Canan Dağdelen (Vienna), Eva Hild (Sweden) and Merete Rasmussen (London). This research essentially endeavors to analyze how space is transformed into a form by examining the process through diverse examples that unveil differences from form to form in art ceramic.
Türklerin gündelik yaşamında ve kültüründe tabiat ve çiçek sevgisi önemli bir yer tutmaktadır. Bu sevgi geçmişten günümüze farklı alanlardaki Türk sanat dallarına esin kaynağı olabilmektedir. Üsluplaştırılmış veya tabiattan alınmış halleriyle çiçek motifleri, Türk sanatının her döneminde önemini korumuştur. Günümüzde de sevilerek zarafetle kullanılmaya devam etmektedir. Bu çiçek motiflerinden biri olan lâle, Osmanlı dönemi sanatında sıklıkla kullanılmış, hatta Selçuklular döneminden başlayarak Anadolu Türk sanatının baş tacı çiçeklerinden biri olmuştur. Türk kültürünün önemli bir parçası haline gelen lâle, birçok sanat dalında olduğu gibi seramik sanatında da yüzyıllar boyu göz önüne konan sağlam yapısı ve motif zenginliği ile sanatçılar için geniş bir kullanım yelpazesi oluşturmuş ve vazgeçilmez bir öğe haline gelmiştir. Türk seramiğinde dini ve sosyal güdülerle yüzyıllardır ön planda tutulmuş olan lâle bugün de geleneksel sanatlarla, modern seramik sanatını bir arada tutmak isteyen seramikçilerin özgün çalışmalarında görülmektedir.
Bu çalışma, lâlenin tarihsel serüveni ve kültürümüzdeki yerinden kısaca bahsederek, lâle motifinin seramik sanatında kullanımı üzerine önemli eserler ortaya koyan sanatçılardan biri olan Zehra Çobanlı'nın "Lâle Zamanı" adlı yerleştirme (enstalasyon) çalışması örnek olarak incelenmiştir. Bu bağlamda yerleştirme sanatını seramik sanatına kazandıran önde gelen isimlerden biri olan sanatçının yaşam öyküsüne değinilmiş, aynı zamanda sanatı ve sanat anlayışı, kendisi ile yapılan söyleşiden belirttikleri de göz önüne alınarak çözümlemeye çalışılmıştır.
Abstract:
The love of nature and flowers is considered as an important element in Turkish daily life and culture. This love has inspired many realms of art in various aspects from past to present in Turkish artistic experience. The floral motifs, stylized or taken from nature, have maintained their importance in every period of Turkish art and continue to be used elegantly today. One of these floral motifs is surely tulip, which was used frequently in Ottoman art, and even became one of the crown flowers of Anatolian Turkish art starting from Seljuk period. The tulip has created a wide range of usages and became an indispensable element for the artists with its robust structure and motif richness in ceramic art for centuries. The tulip, which has been in the forefront in Turkish ceramics for centuries for religious and social reasons, is still seen in the original works of ceramicists who aim to synthesize Turkish traditional and modern ceramic art together.
In this study, Zehra Çobanlı's installation work called "Tulip Time" is examined as an example to reflect unity in multiplicity. The installation is one of the artist's important works on the use of tulip motif in ceramic art by briefly mentioning the historical adventure of tulip and its place in our culture. In this context, the life story of the artist, who is one of the leading names who introduced the installation to ceramic art in Turkey, is also mentioned by referring to her conception of art based on the interview was made with her before the formulation of this article.
Sanatın ne olduğu, kapsamı, işlevi ve amacı antik dönemden beri tartışılagelmektedir. Modern çağla birlikte sanatın özerkliği konusu, sanatın herhangi bir amaç veya araç olarak kullanımı sorunu tekrar gündeme gelmiştir. Sanat sadece kendisi için yapılır veya kendine hizmet eder düşüncesine karşı sanatın başından beri kültürün ve kamusal alanın ayrılamaz bir parçası olduğu, kamusal alanda kullanılabileceği ve sonuçta sanatın kamusal alanı etkileyen ve bu alandan etkilenen bir doğasının olduğunu savunan görüşler iki farklı çerçevede günümüzde karşımıza çıkmaktadır.
Bu çalışma, kamusal alanda duyusal ihtiyaçların fiziksel ihtiyaçlardan bağımsız olarak düşünülemediği noktada, bireyin kent içinde kendini bulamaması veya özgürce ifade edememesine karşı gündelik hayattaki alışılagelmiş bazı davranış biçimlerinin yaratıcı ve katılıma dayalı sanatsal ve mimari çalışmalarla nasıl değiştirilebileceği konusunu incelemeyi amaçlamaktadır. Bireyin kamusal alandaki özgürlükleri ve kendini özgürleştirme yolunda arayış biçimleri ele alınarak daha çok sanatın toplum için olduğu görüşünü destekleyen akımdan hareketle farklı ülkelerdeki kamusal alanda sanatın işlevselliğini ön plana çıkaran çeşitli somut örnekler üzerinde durulmuştur. Söz gelimi A.B.D.'de Michael Rakowitz, Krzysztof Wodiczko ve Gregory Kloehn'in Evsizlere Yardım etme amacıyla kamusal alanda tasarladıkları projeler, çocukların, gençlerin ve aynı zamanda yetişkinlerin gündelik rutin davranışsal biçimlerinin değişimini hedefleyerek hayatlarına neşe ve eğlence katabilmenin yanı sıra sağlıklı bir yaşama da teşvik amacıyla kamusal alanda İsveç'ten ve A.B.D'den çeşitli sanatçılar tarafından oluşturulmuş Oyuncu Alanlar ve bazı gereçlerle oluşturulmuş insanların cep telefonlarını veya bilgisayarlarını ücretsiz olarak şarj edebilecekleri, yerel imkânlarla sınırlı veri paylaşımında veya saklamasında bulunabilecekleri, bununla birlikte farklı amaçlarla da kullanabilecek kamusal alandaki Muhtelif Diğer Örneklemeler'de incelenmiştir.
Abstract:
The nature, scope, function, and purpose of art have been discussed since ancient times. With the modern age, the issue of the autonomy of art, the question of the use of art as any purpose or tool has unveiled again. The idea that art is only made for itself or serves itself can be assessed in two different contexts in terms of art as an inseparable part of the culture and public space since the beginning as the nature of art affects public space, and in return, it is also affected by the public realm.
The aim of this study is to examine how some common forms of behavior in daily life can be changed by creative and participatory artistic and architectural studies against the fact that the individual cannot find himself or express himself freely in the city where the sensory needs in the public sphere cannot be thought independently of the physical needs. With a view supporting the idea that art is for society, the freedoms of the individual in the public sphere and the ways of seeking self-liberation are the main focus of this work while documenting various concrete examples that emphasize the functionality of art in the public sphere in different countries. In the United States, for example, projects designed by Michael Rakowitz, Krzysztof Wodiczko and Gregory Kloehn in the public sphere called Help The Homeless, another project that aims to change the daily routine behavioral patterns of children, young people and adults, as well as to bring joy and fun to a healthy life called Playful Spaces created by various artists from Sweden and the United States, and moreover for the purpose of encouragement, people created with some apparatus where users can charge their mobile phones or computers free of charge or even share and store data locally untapped by anyone called Miscellaneous Other Samples in the public domain.