bora erdem
Bora Erdem is a prominent media analyst, journalist, academic.Erdem has started and led numerous media outlets, universities and managed university hospitals. Born and raised in Turkey, Erdem is the author of two books on the media. Based in Washington D.C., Erdem is a senior expert and consultant for media organizations, universities and hospitals .
less
Uploads
Books
Press freedom is a different form of freedom of expression, which is included in the most fundamental human rights documents such as the UN Universal Declaration of Human Rights, the UN Universal Covenant on Civil and Political Rights, and the European Convention on Human Rights (ECHR). Freedom of expression has been protected under Article 10 of the ECHR. This article draws the boundaries of this right as freedom to hold opinions and impart information and ideas without interference by public authority and regardless of frontiers. The article then instructs the acceptable limits of this freedom. In order for a restriction of freedom of expression be valid, it must be prescribed by law first, and secondly, it must be necessary in a democratic society, and finally it must be only aimed for the listed legitimate causes as specified in this article.
Despite the protection of the ECHR Article 10, Turkey has seen frequent interventions on the press due to political pressure and the ownership structure of the media in the country. And consequently, numerous violation judgments have been delivered by the European Court of Human Rights (ECtHR), which will be analyzed in terms the reasons for violations and the cases of legitimate restrictions on press freedom. Additionally, this book will give a detailed trajectory of press freedom in Turkey in the light of court decisions, European Union Progress Reports and statements of press unions.
yeni etkileşimlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Basın
yayın organları da bu etkileşimin ürünlerindendir. Günümüzde
tamamen dijital olmaya doğru giden basın-yayın araçları bu
seviyeye belirli aşamalardan geçtikten sonra gelmiştir. Şu anda
kuşe ve yüksek kaliteli kâğıtlara çok renkli basılabilen yazılı
basın içinde bu durum geçerlidir.
Matbaanın icadıyla basılmaya başlanan gazetelerin o zaman
ki durumu ile şimdiki durumu arasında bir hayli fark vardır.
Arada böylesine büyük bir farkın olmasındaki en büyük etken
teknolojinin değişen ve gelişen ihtiyaçlar karşısında sürekli
gelişme göstermesidir. Yazılı basında basım süreçleri de bu
teknolojik gelişmelerden kendi payına düşeni almıştır. Bu
çalışmada bu süreçler bütün kalemleriyle ele alınarak bir araya
getirilmeye çalışılmıştır.
Çalışmada basının ortaya çıkışı ve matbaanın gelişmesi
ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır. Basım ve basım teknolojinin
tarihçesinde “Basım ve basın teknolojinin tarihçesinden başlayarak,
en son teknolojiye sahip baskı makinelerine ve özelliklerine
yer verilmiştir. Bir sonraki başlıkta ise gazetenin hammaddesi olan kağıdın ortaya çıkışı, çeşitleri ve özellikleri ile bir arada
değerlendirilerek ele alınmıştır.
Tipo Baskı Kâğıtları ve Özellikleri, Ofset Baskı Kâğıtları ve
Özellikleri, Rotatif (Web) Ofset Baskı, Kağıtları ve Özellikleri,
Tifdruk Baskı Kâğıtları ve Özellikleri, Serigrafi Baskı Kâğıtları
ve Özellikleri bu bölümde kağıda ilişkin yer alan önemli
başlıklardır. Renkli baskı döneminin başlamasının ardından
basım sürecinde önem kazanan bir diğer ayrıntıda renk ayrımı
yapılmasıdır. Renk ayrım makineleri de teknolojik gelişmeler
ışığında birtakım değişiklikler göstermiştir. Ayrıca bu bölümde
renk ayrım makineleri ile scannerlerin de karşılaştırılmasına
yer verilmiştir.
Çalışmanın en son bölümünde ise bütün bu gelişmelerin
sonucunda tamamen teknoloji ile buluşan gazetenin tasarım
aşamasına ağırlık verilmiştir. Önceki bölümlerde olduğu gibi,
bu bölümde de ilk aşamadan başlayarak günümüze uzanan ve
gazete tasarımında kullanılan programlar hakkında açıklayıcı
bilgilere yer verilmiştir. İçinde bulunduğunuz dönemde çok
sayıda programla ve bilgisayarla gerçekleştirilen bu aşamaya
ilişkin bilgiler anlatılmıştır.
ile birlikte bilinçli bir kamuoyunun oluşmasında önemli bir rol
üstlenir. Özellikle liberal demokrasilerin vazgeçilmez parçası
olan bireylerin kendi kendisini idaresi ve fikirlerin farklılığına
saygı çerçevesinde görevini yerine getirir. Bu yüzden basın
özgürlüğü, demokratik bir toplumun en temel ve vazgeçilmez
unsurudur.
Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğünün bir diğer şekli olarak
karşımıza çıkar. İfade özgürlüğü bir insan hakkı olarak, BM
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, BM Medeni ve Siyasi Haklar
Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi en temel insan
hakları belgelerinde yer almıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
m. 10’da ifade özgürlüğü güvence altına alınmıştır. Anılan
maddede ilk olarak ifade özgürlüğünün çerçevesi çizilmiş, bu
özgürlüğün kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi
ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir alma
ve verme özgürlüğünü de içerdiği belirtilmiştir. 10. maddenin
ikinci fıkrasında ifade özgürlüğünün kabul edilebilir sınırları
belirlenmiştir. Buna göre, ifade özgürlüğü üzerine konan bir
sınırlamanın kabul edilebilmesi için, sınırlama ilkin kanunen belirlenmiş olmalı, ikinci olarak bu sınırlama demokratik bir
toplumda gerekli olmalıdır. üçüncü olarak ise bu sınırlama 10.
maddenin ikinci fıkrasında sayılan meşru amaçlardan birini
gerçekleştirmeye yönelik olmalıdır.
Maalesef ülkemizde, AİHS m. 10 korumasına rağmen özellikle
siyasi baskılardan ve medya sahiplik yapısından kaynaklanan
nedenlerle basına müdahaleler olmakta ve Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi tarafından ihlal kararları verilmektedir.
Çalışmamızda mahkeme kararları ışığında ihlal nedenleri incelenecek
ve basın özgürlüğünün meşru sınırlandırılması halleri
anlatılacaktır. Ayrıca mahkeme kararları, Avrupa Birliği İlerleme
Raporları ve basın meslek kuruluşlarının bildirileri ışığında
Türkiye’nin basın özgürlüğü konusundaki geçmişine, şu andaki
durumuna ayrıntılı şekilde yer verilecektir.
Papers
Press freedom is a different form of freedom of expression, which is included in the most fundamental human rights documents such as the UN Universal Declaration of Human Rights, the UN Universal Covenant on Civil and Political Rights, and the European Convention on Human Rights (ECHR). Freedom of expression has been protected under Article 10 of the ECHR. This article draws the boundaries of this right as freedom to hold opinions and impart information and ideas without interference by public authority and regardless of frontiers. The article then instructs the acceptable limits of this freedom. In order for a restriction of freedom of expression be valid, it must be prescribed by law first, and secondly, it must be necessary in a democratic society, and finally it must be only aimed for the listed legitimate causes as specified in this article.
Despite the protection of the ECHR Article 10, Turkey has seen frequent interventions on the press due to political pressure and the ownership structure of the media in the country. And consequently, numerous violation judgments have been delivered by the European Court of Human Rights (ECtHR), which will be analyzed in terms the reasons for violations and the cases of legitimate restrictions on press freedom. Additionally, this book will give a detailed trajectory of press freedom in Turkey in the light of court decisions, European Union Progress Reports and statements of press unions.
yeni etkileşimlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Basın
yayın organları da bu etkileşimin ürünlerindendir. Günümüzde
tamamen dijital olmaya doğru giden basın-yayın araçları bu
seviyeye belirli aşamalardan geçtikten sonra gelmiştir. Şu anda
kuşe ve yüksek kaliteli kâğıtlara çok renkli basılabilen yazılı
basın içinde bu durum geçerlidir.
Matbaanın icadıyla basılmaya başlanan gazetelerin o zaman
ki durumu ile şimdiki durumu arasında bir hayli fark vardır.
Arada böylesine büyük bir farkın olmasındaki en büyük etken
teknolojinin değişen ve gelişen ihtiyaçlar karşısında sürekli
gelişme göstermesidir. Yazılı basında basım süreçleri de bu
teknolojik gelişmelerden kendi payına düşeni almıştır. Bu
çalışmada bu süreçler bütün kalemleriyle ele alınarak bir araya
getirilmeye çalışılmıştır.
Çalışmada basının ortaya çıkışı ve matbaanın gelişmesi
ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır. Basım ve basım teknolojinin
tarihçesinde “Basım ve basın teknolojinin tarihçesinden başlayarak,
en son teknolojiye sahip baskı makinelerine ve özelliklerine
yer verilmiştir. Bir sonraki başlıkta ise gazetenin hammaddesi olan kağıdın ortaya çıkışı, çeşitleri ve özellikleri ile bir arada
değerlendirilerek ele alınmıştır.
Tipo Baskı Kâğıtları ve Özellikleri, Ofset Baskı Kâğıtları ve
Özellikleri, Rotatif (Web) Ofset Baskı, Kağıtları ve Özellikleri,
Tifdruk Baskı Kâğıtları ve Özellikleri, Serigrafi Baskı Kâğıtları
ve Özellikleri bu bölümde kağıda ilişkin yer alan önemli
başlıklardır. Renkli baskı döneminin başlamasının ardından
basım sürecinde önem kazanan bir diğer ayrıntıda renk ayrımı
yapılmasıdır. Renk ayrım makineleri de teknolojik gelişmeler
ışığında birtakım değişiklikler göstermiştir. Ayrıca bu bölümde
renk ayrım makineleri ile scannerlerin de karşılaştırılmasına
yer verilmiştir.
Çalışmanın en son bölümünde ise bütün bu gelişmelerin
sonucunda tamamen teknoloji ile buluşan gazetenin tasarım
aşamasına ağırlık verilmiştir. Önceki bölümlerde olduğu gibi,
bu bölümde de ilk aşamadan başlayarak günümüze uzanan ve
gazete tasarımında kullanılan programlar hakkında açıklayıcı
bilgilere yer verilmiştir. İçinde bulunduğunuz dönemde çok
sayıda programla ve bilgisayarla gerçekleştirilen bu aşamaya
ilişkin bilgiler anlatılmıştır.
ile birlikte bilinçli bir kamuoyunun oluşmasında önemli bir rol
üstlenir. Özellikle liberal demokrasilerin vazgeçilmez parçası
olan bireylerin kendi kendisini idaresi ve fikirlerin farklılığına
saygı çerçevesinde görevini yerine getirir. Bu yüzden basın
özgürlüğü, demokratik bir toplumun en temel ve vazgeçilmez
unsurudur.
Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğünün bir diğer şekli olarak
karşımıza çıkar. İfade özgürlüğü bir insan hakkı olarak, BM
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, BM Medeni ve Siyasi Haklar
Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi en temel insan
hakları belgelerinde yer almıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
m. 10’da ifade özgürlüğü güvence altına alınmıştır. Anılan
maddede ilk olarak ifade özgürlüğünün çerçevesi çizilmiş, bu
özgürlüğün kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi
ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir alma
ve verme özgürlüğünü de içerdiği belirtilmiştir. 10. maddenin
ikinci fıkrasında ifade özgürlüğünün kabul edilebilir sınırları
belirlenmiştir. Buna göre, ifade özgürlüğü üzerine konan bir
sınırlamanın kabul edilebilmesi için, sınırlama ilkin kanunen belirlenmiş olmalı, ikinci olarak bu sınırlama demokratik bir
toplumda gerekli olmalıdır. üçüncü olarak ise bu sınırlama 10.
maddenin ikinci fıkrasında sayılan meşru amaçlardan birini
gerçekleştirmeye yönelik olmalıdır.
Maalesef ülkemizde, AİHS m. 10 korumasına rağmen özellikle
siyasi baskılardan ve medya sahiplik yapısından kaynaklanan
nedenlerle basına müdahaleler olmakta ve Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi tarafından ihlal kararları verilmektedir.
Çalışmamızda mahkeme kararları ışığında ihlal nedenleri incelenecek
ve basın özgürlüğünün meşru sınırlandırılması halleri
anlatılacaktır. Ayrıca mahkeme kararları, Avrupa Birliği İlerleme
Raporları ve basın meslek kuruluşlarının bildirileri ışığında
Türkiye’nin basın özgürlüğü konusundaki geçmişine, şu andaki
durumuna ayrıntılı şekilde yer verilecektir.
Turkey in line with Ankara’s decade-long efforts for EU accession, and EU standards
in particular during the Justice and Development Party (AKP) administration over
the past decade. Its central theme is to analyze the major components of the media
system and how press freedom faced obstruction and challenges in Turkey’s ever-evolving
and changing political domain beset by periodic crises and direct and
indirect interference from non-governmental actors, bureaucratic power sources
and outside elements. The scope of the study spans several decades but mostly
focuses on the past few years. It examines the cases of journalists who faced prison
sentences and different forms of legal investigations in Turkey over their journalistic
works and how they brought their cases to the Strasbourg-based European Court
of Human Rights (ECtHR) when all options for legal remedy at domestic legal
channels have been rendered near impossible. Press freedom in Turkey according
to European standards, therefore, happens to be the main theme of the study
to offer a comparative analysis regarding entrenched problems in Turkey’s legal
system and how the ECtHR involved in cases regarding media freedom. It delves
into details of specific cases that were taken by the Strasbourg-based court,
which has recently been overwhelmed by tens of thousands of applications from
Turkey in the aftermath of a failed coup in 2016. Taken in a broader historical
perspective and context, the study aims to provide a background to the problems
that have dogged Turkey in terms of media freedom from the EU prism. Given
that more than 100 journalists languish in Turkey’s prisons and around 160 media
outlets have been shut down in the post-coup crackdown, the issue appears to be
currently relevant to today’s politics. According to the New York-based Committee to
Protect Journalists (CPJ), Turkey is the top jailer of journalists in the world. As a
methodological framework, the essay will provide a narrative, descriptive history
of the media and government relations. It will also offer content analysis and
historical assessment to make a compelling case.