Calismada, donemin matbuatinda adina "Mufrit Muhafazakar Demokratlar" denilen ve Temmuz... more Calismada, donemin matbuatinda adina "Mufrit Muhafazakar Demokratlar" denilen ve Temmuz 1948'de donemin ucuncu buyuk siyasal partisi Millet Partisi'ni kuran bir takim siyasetcilerin, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve ozellikle Demokrat Parti'ye (DP) karsi beliren siyasal mucadeleleri ve soylemleri incelenmistir. Bunlarin ortak ozellikleri, DP Kurucularinin demokrasi ve hurriyet soylemlerinin gercegi yansitmadigi ve bu haliyle de Kurucularin Inonu ile anlasarak "1946 ruhu"nu baltaladiklari yolundaki iddialaridir. Ozellikle donemin "hurriyet" soyleminin sorunlu yonune temas edilecek ve DP'nin tum "demokrasi" ve "hurriyet" soylemine karsin daha muhalefet yillarinda bile ne kadar otoriter ve baskici bir parti oldugu gercegine deginilip, DP'den sonra gelen tum merkez sag partilerinin mesruiyetlerini dayandirmaya calistiklari "1946 ruhu"nun ne kadar gercege tekabul edip etmedigi sorgulanacaktir.
Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2010
Ozet Kuresellesmenin vaat ettigi imkanlara karsin, her duzeyde uzlasi kulturunun giderek yok olma... more Ozet Kuresellesmenin vaat ettigi imkanlara karsin, her duzeyde uzlasi kulturunun giderek yok olmasi, insanligin yuz yuze oldugu en basat sorunlardan birisidir ve bu sorun uygarliklar duzeyine sicramis gozukmektedir. Kuresel olcekte beliren gerilimin kaynagi olarak, Dogudan yukselen guclere isaret edilmekte, fatura daima Bati-disi kisilere/ uluslara/ uygarliklara kesilmektedir. Buna gore, Bati uygarligi, onun bilim isigindan ve humanizmasindan yoksun Dogu halklari ve uygarliklarinin tehdidi altindadir. “Biz” ve “Otekiler” seklindeki ayrimi derinlestiren, sucluyu karsi tarafta arama anlayisindan vazgecerek, herkes kendi adina bir “uygarlik muhasebesi” yapmalidir. Bununla birlikte, gunumuz dunyasini iyisiyle-kotusuyle insa eden Bati uygarligidir. Dolayisiyla Bati ve diger uygarliklar arasinda fark edilen gerilim cift yonlu olmaktan ziyade Bati uygarligi menselidir ve bu nedenle calisma, siddet ve ayrimcilik da ureten Bati biliminin kulturel ve epistemolojik temellerine odaklanmaktadir. Kati pozitivist paradigmanin, tum sosyal yansimalariyla birlikte, terk edilmesi “batakligin kurutulmasi” anlamina gelebilir. . Anahtar Kelimeler : Pozitivizm, Medeniyet, Uzlasi, Diyalojik Demokrasi A SEARCH FOR A DIALOGIC AND NON-POSITIVIST PARADIGM IN INTERCULTURAL AND INTERCIVILIZATIONAL RELATIONS Abstract Despite the promises of Globalization, gradual degradation of the culture of dialogue is one of the primal challenges faced by humankind. It seems that this challenge has spilled over to civilizational levels. Forces in the East are depicted as the source of the conflict in global levels and the blame is put on Non-Western individuals, nations and civilizations. According to this perspective, the West is under the threat of the Eastern nations which lack the light of the science and humanism of the West. However, there is an urgent need to leave “us” and “them” types of discriminations, which blames “the other” for the problems, aside; as well as a need for everyone to question themselves with respect to civilization. Nevertheless, we should also admit that it is the Western civilization which developed and shaped the contemporary world with its good and evils. Therefore, the conflict we observe between the Western and the Eastern civilizations is a one sided issue not a two sided one. That is why; it is the cultural and epistemological basis of Western science which creates conflict, violence and discrimination. Leaving strict positivism with its all social reflections might mean “cutting the roots” of the problem. Key Words: Positivism, Civilization, Dialogue, Dialogic Democracy
Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2010
Ozet Kuresellesmenin vaat ettigi imkanlara karsin, her duzeyde uzlasi kulturunun giderek yok olma... more Ozet Kuresellesmenin vaat ettigi imkanlara karsin, her duzeyde uzlasi kulturunun giderek yok olmasi, insanligin yuz yuze oldugu en basat sorunlardan birisidir ve bu sorun uygarliklar duzeyine sicramis gozukmektedir. Kuresel olcekte beliren gerilimin kaynagi olarak, Dogudan yukselen guclere isaret edilmekte, fatura daima Bati-disi kisilere/ uluslara/ uygarliklara kesilmektedir. Buna gore, Bati uygarligi, onun bilim isigindan ve humanizmasindan yoksun Dogu halklari ve uygarliklarinin tehdidi altindadir. “Biz” ve “Otekiler” seklindeki ayrimi derinlestiren, sucluyu karsi tarafta arama anlayisindan vazgecerek, herkes kendi adina bir “uygarlik muhasebesi” yapmalidir. Bununla birlikte, gunumuz dunyasini iyisiyle-kotusuyle insa eden Bati uygarligidir. Dolayisiyla Bati ve diger uygarliklar arasinda fark edilen gerilim cift yonlu olmaktan ziyade Bati uygarligi menselidir ve bu nedenle calisma, siddet ve ayrimcilik da ureten Bati biliminin kulturel ve epistemolojik temellerine odaklanmaktadir. Kati pozitivist paradigmanin, tum sosyal yansimalariyla birlikte, terk edilmesi “batakligin kurutulmasi” anlamina gelebilir. . Anahtar Kelimeler : Pozitivizm, Medeniyet, Uzlasi, Diyalojik Demokrasi A SEARCH FOR A DIALOGIC AND NON-POSITIVIST PARADIGM IN INTERCULTURAL AND INTERCIVILIZATIONAL RELATIONS Abstract Despite the promises of Globalization, gradual degradation of the culture of dialogue is one of the primal challenges faced by humankind. It seems that this challenge has spilled over to civilizational levels. Forces in the East are depicted as the source of the conflict in global levels and the blame is put on Non-Western individuals, nations and civilizations. According to this perspective, the West is under the threat of the Eastern nations which lack the light of the science and humanism of the West. However, there is an urgent need to leave “us” and “them” types of discriminations, which blames “the other” for the problems, aside; as well as a need for everyone to question themselves with respect to civilization. Nevertheless, we should also admit that it is the Western civilization which developed and shaped the contemporary world with its good and evils. Therefore, the conflict we observe between the Western and the Eastern civilizations is a one sided issue not a two sided one. That is why; it is the cultural and epistemological basis of Western science which creates conflict, violence and discrimination. Leaving strict positivism with its all social reflections might mean “cutting the roots” of the problem. Key Words: Positivism, Civilization, Dialogue, Dialogic Democracy
Bu çalışmada, bireyin ancak bir siyasal toplum içinde iyi, mutlu ve yetkin olacağı kabul edilen k... more Bu çalışmada, bireyin ancak bir siyasal toplum içinde iyi, mutlu ve yetkin olacağı kabul edilen klasik ya da modern siyaset felsefesinin aksine, filozofun/bireyin tek başına da mutlu olabileceği ve yetkinleşebileceği iddiasını di-le getiren İbn Bacce’nin “tedbirü’l-mütevahhid” (yalnız insanın yönetimi) kavramsallaştırmasından yola çıkarak, erdemsiz bir toplumda mütevahhidin (nevâbitin) muhalefetinden erdemli bir siyasal topluma dönüşümün olanağı tartışılacaktır. Buna ilaveten çalışma, Fârâbî başta olmak üzere İslam ahlak ve siyaset felsefesi geleneğinde erdemli bir siyasal toplumda erdemsiz birey olarak olumsuz nitelendirilen “nevâbit” kavramına olumlu bir anlam yükleyen İbn Bâcce’nin nevâbit kavramsallaştırmasından yola çıkarak, bozulmuş ve çarpık bir devlette, nevâbit taifesinin muhalefetiyle erdemli bir si-yasal toplumun nasıl tekevvün edebileceğinin praksisi üzerine bir analiz yapmayı amaçlamaktadır. Sonuç olarak bu çalışmanın, klasik siyaset felsefesinde istisna bir yere sahip ...
... belirlenmiştir. The Economist, Europe: too much of a Good Thing; Azerbaijan and Oil, 19 Ağu... more ... belirlenmiştir. The Economist, Europe: too much of a Good Thing; Azerbaijan and Oil, 19 Ağustos 2006. 22 Zeyno Baran, The Caucasus: Ten Years after Independence, The Washington Quarterly, Cilt: 25, Sayı: 1, Kış 2002, s. 225. 23 ...
Calismada, donemin matbuatinda adina "Mufrit Muhafazakar Demokratlar" denilen ve Temmuz... more Calismada, donemin matbuatinda adina "Mufrit Muhafazakar Demokratlar" denilen ve Temmuz 1948'de donemin ucuncu buyuk siyasal partisi Millet Partisi'ni kuran bir takim siyasetcilerin, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve ozellikle Demokrat Parti'ye (DP) karsi beliren siyasal mucadeleleri ve soylemleri incelenmistir. Bunlarin ortak ozellikleri, DP Kurucularinin demokrasi ve hurriyet soylemlerinin gercegi yansitmadigi ve bu haliyle de Kurucularin Inonu ile anlasarak "1946 ruhu"nu baltaladiklari yolundaki iddialaridir. Ozellikle donemin "hurriyet" soyleminin sorunlu yonune temas edilecek ve DP'nin tum "demokrasi" ve "hurriyet" soylemine karsin daha muhalefet yillarinda bile ne kadar otoriter ve baskici bir parti oldugu gercegine deginilip, DP'den sonra gelen tum merkez sag partilerinin mesruiyetlerini dayandirmaya calistiklari "1946 ruhu"nun ne kadar gercege tekabul edip etmedigi sorgulanacaktir.
Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2010
Ozet Kuresellesmenin vaat ettigi imkanlara karsin, her duzeyde uzlasi kulturunun giderek yok olma... more Ozet Kuresellesmenin vaat ettigi imkanlara karsin, her duzeyde uzlasi kulturunun giderek yok olmasi, insanligin yuz yuze oldugu en basat sorunlardan birisidir ve bu sorun uygarliklar duzeyine sicramis gozukmektedir. Kuresel olcekte beliren gerilimin kaynagi olarak, Dogudan yukselen guclere isaret edilmekte, fatura daima Bati-disi kisilere/ uluslara/ uygarliklara kesilmektedir. Buna gore, Bati uygarligi, onun bilim isigindan ve humanizmasindan yoksun Dogu halklari ve uygarliklarinin tehdidi altindadir. “Biz” ve “Otekiler” seklindeki ayrimi derinlestiren, sucluyu karsi tarafta arama anlayisindan vazgecerek, herkes kendi adina bir “uygarlik muhasebesi” yapmalidir. Bununla birlikte, gunumuz dunyasini iyisiyle-kotusuyle insa eden Bati uygarligidir. Dolayisiyla Bati ve diger uygarliklar arasinda fark edilen gerilim cift yonlu olmaktan ziyade Bati uygarligi menselidir ve bu nedenle calisma, siddet ve ayrimcilik da ureten Bati biliminin kulturel ve epistemolojik temellerine odaklanmaktadir. Kati pozitivist paradigmanin, tum sosyal yansimalariyla birlikte, terk edilmesi “batakligin kurutulmasi” anlamina gelebilir. . Anahtar Kelimeler : Pozitivizm, Medeniyet, Uzlasi, Diyalojik Demokrasi A SEARCH FOR A DIALOGIC AND NON-POSITIVIST PARADIGM IN INTERCULTURAL AND INTERCIVILIZATIONAL RELATIONS Abstract Despite the promises of Globalization, gradual degradation of the culture of dialogue is one of the primal challenges faced by humankind. It seems that this challenge has spilled over to civilizational levels. Forces in the East are depicted as the source of the conflict in global levels and the blame is put on Non-Western individuals, nations and civilizations. According to this perspective, the West is under the threat of the Eastern nations which lack the light of the science and humanism of the West. However, there is an urgent need to leave “us” and “them” types of discriminations, which blames “the other” for the problems, aside; as well as a need for everyone to question themselves with respect to civilization. Nevertheless, we should also admit that it is the Western civilization which developed and shaped the contemporary world with its good and evils. Therefore, the conflict we observe between the Western and the Eastern civilizations is a one sided issue not a two sided one. That is why; it is the cultural and epistemological basis of Western science which creates conflict, violence and discrimination. Leaving strict positivism with its all social reflections might mean “cutting the roots” of the problem. Key Words: Positivism, Civilization, Dialogue, Dialogic Democracy
Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2010
Ozet Kuresellesmenin vaat ettigi imkanlara karsin, her duzeyde uzlasi kulturunun giderek yok olma... more Ozet Kuresellesmenin vaat ettigi imkanlara karsin, her duzeyde uzlasi kulturunun giderek yok olmasi, insanligin yuz yuze oldugu en basat sorunlardan birisidir ve bu sorun uygarliklar duzeyine sicramis gozukmektedir. Kuresel olcekte beliren gerilimin kaynagi olarak, Dogudan yukselen guclere isaret edilmekte, fatura daima Bati-disi kisilere/ uluslara/ uygarliklara kesilmektedir. Buna gore, Bati uygarligi, onun bilim isigindan ve humanizmasindan yoksun Dogu halklari ve uygarliklarinin tehdidi altindadir. “Biz” ve “Otekiler” seklindeki ayrimi derinlestiren, sucluyu karsi tarafta arama anlayisindan vazgecerek, herkes kendi adina bir “uygarlik muhasebesi” yapmalidir. Bununla birlikte, gunumuz dunyasini iyisiyle-kotusuyle insa eden Bati uygarligidir. Dolayisiyla Bati ve diger uygarliklar arasinda fark edilen gerilim cift yonlu olmaktan ziyade Bati uygarligi menselidir ve bu nedenle calisma, siddet ve ayrimcilik da ureten Bati biliminin kulturel ve epistemolojik temellerine odaklanmaktadir. Kati pozitivist paradigmanin, tum sosyal yansimalariyla birlikte, terk edilmesi “batakligin kurutulmasi” anlamina gelebilir. . Anahtar Kelimeler : Pozitivizm, Medeniyet, Uzlasi, Diyalojik Demokrasi A SEARCH FOR A DIALOGIC AND NON-POSITIVIST PARADIGM IN INTERCULTURAL AND INTERCIVILIZATIONAL RELATIONS Abstract Despite the promises of Globalization, gradual degradation of the culture of dialogue is one of the primal challenges faced by humankind. It seems that this challenge has spilled over to civilizational levels. Forces in the East are depicted as the source of the conflict in global levels and the blame is put on Non-Western individuals, nations and civilizations. According to this perspective, the West is under the threat of the Eastern nations which lack the light of the science and humanism of the West. However, there is an urgent need to leave “us” and “them” types of discriminations, which blames “the other” for the problems, aside; as well as a need for everyone to question themselves with respect to civilization. Nevertheless, we should also admit that it is the Western civilization which developed and shaped the contemporary world with its good and evils. Therefore, the conflict we observe between the Western and the Eastern civilizations is a one sided issue not a two sided one. That is why; it is the cultural and epistemological basis of Western science which creates conflict, violence and discrimination. Leaving strict positivism with its all social reflections might mean “cutting the roots” of the problem. Key Words: Positivism, Civilization, Dialogue, Dialogic Democracy
Bu çalışmada, bireyin ancak bir siyasal toplum içinde iyi, mutlu ve yetkin olacağı kabul edilen k... more Bu çalışmada, bireyin ancak bir siyasal toplum içinde iyi, mutlu ve yetkin olacağı kabul edilen klasik ya da modern siyaset felsefesinin aksine, filozofun/bireyin tek başına da mutlu olabileceği ve yetkinleşebileceği iddiasını di-le getiren İbn Bacce’nin “tedbirü’l-mütevahhid” (yalnız insanın yönetimi) kavramsallaştırmasından yola çıkarak, erdemsiz bir toplumda mütevahhidin (nevâbitin) muhalefetinden erdemli bir siyasal topluma dönüşümün olanağı tartışılacaktır. Buna ilaveten çalışma, Fârâbî başta olmak üzere İslam ahlak ve siyaset felsefesi geleneğinde erdemli bir siyasal toplumda erdemsiz birey olarak olumsuz nitelendirilen “nevâbit” kavramına olumlu bir anlam yükleyen İbn Bâcce’nin nevâbit kavramsallaştırmasından yola çıkarak, bozulmuş ve çarpık bir devlette, nevâbit taifesinin muhalefetiyle erdemli bir si-yasal toplumun nasıl tekevvün edebileceğinin praksisi üzerine bir analiz yapmayı amaçlamaktadır. Sonuç olarak bu çalışmanın, klasik siyaset felsefesinde istisna bir yere sahip ...
... belirlenmiştir. The Economist, Europe: too much of a Good Thing; Azerbaijan and Oil, 19 Ağu... more ... belirlenmiştir. The Economist, Europe: too much of a Good Thing; Azerbaijan and Oil, 19 Ağustos 2006. 22 Zeyno Baran, The Caucasus: Ten Years after Independence, The Washington Quarterly, Cilt: 25, Sayı: 1, Kış 2002, s. 225. 23 ...
Uploads
Papers by adem caylak