Ekmelüddîn Bâbertî (öl. 786/1384), Hanefî fıkıh ve kelam geleneğinin önemli isimlerinin başında g... more Ekmelüddîn Bâbertî (öl. 786/1384), Hanefî fıkıh ve kelam geleneğinin önemli isimlerinin başında gelmektedir. Onun bu gelenek içindeki önemi sadece kendi döneminde Hanefîliği güçlü şekilde temsilinden değil kaleme almış olduğu eserlere de dayanmaktadır. Farklı alanlarda pek çok eser kaleme almış olan Bâbertî’nin, özellikle fıkıh ve kelam alanında öne çıktığı görülmektedir. Bu sebeple onun söz konusu alanlardaki eserleri ve fikirleri üzerine pek çok çalışma yapılmıştır. Bâbertî’nin özellikle kelamla ilgili fikirlerini inceleyen çalışmalarda sıklıkla başvurulan eserlerinden biri, onun Ebû Ca‘fer et-Tahâvî’nin (öl. 321/933) meşhur el-Akîdetü’t-Tahâviyye eseri üzerine yazdığı belirtilen Şerhu Akîdeti Ehli’s-sünne ve’l-cemaa veya Şerhu’l-Akîdeti’t-Tahâviyye adlarıyla bilinen eserdir. 1989’da Ekmelüddîn el-Bâbertî’ye nispetle tahkik edilen bu şerh, Bâbertî’nin kelamla ilgili en önemli çalışması kabul edilmekte ve onun kelamî görüşlerinin de başlıca kaynakları arasında yer almaktadır. Bu şe...
Irak bölgesindeki Hanefîlik, farklı itikadî fırkalarla ilişkilendirilmektedir. Bu fırkalar arasın... more Irak bölgesindeki Hanefîlik, farklı itikadî fırkalarla ilişkilendirilmektedir. Bu fırkalar arasında önceleri Mürcie, sonraki aşamada da genelde Mu‘tezile ismi ön plana çıkmaktadır. Bununla birlikte bu fırkalarla ilişkili olmayan Sünnî eğilimli Hanefîlerin de olduğu bilinmektedir. Irak bölgesinde bu niteliğe sahip pek çok Hanefî bulunmaktadır. Maveraünnehir bölgesindeki Sünnî oluşumun (Mâtürîdîlik) parçası olmayan bu Hanefîler, Irak’ın yanı sıra Şam ve Mısır’da dağınık küçük gruplar halinde Hanefîliği temsil etmişlerdir. Ancak bölgedeki güçlü Mu‘tezile etkisi nedeniyle çok fazla görünür olmayan bu Hanefîler, Sünnî eğilimlerinin çerçevesini belirleyen itikadî bir yapı da ortaya koyamamışlardır. Mesailerini daha çok fıkhi faaliyetlere yoğunlaştıran batı bölgelerindeki bu Hanefîlerin itikadî/kelami meselelere ilgisi ise sınırlı kalmıştır. Öyle ki kelama bu ilgisizlikleri sebebiyle uzun süre itikadî görüşlerini derleyen bir metin dahi yazmamışlardır. Bu türden bir metin, ancak 4/10. yy b...
Hanefi-Maturidi cevrelerin V/XI. yy’dan itibaren Esarilerle girmis olduklari tekvin sifati tartis... more Hanefi-Maturidi cevrelerin V/XI. yy’dan itibaren Esarilerle girmis olduklari tekvin sifati tartismasi, el-Akidetu’t-Tahaviyye metninin gundeme gelisinin asil baglamini olusturmaktadir. Bu tartismada Esariler, Hanefi cevrelerin savundugu ezeli bir tekvin sifati gorusunun, Ebu Hanife ve selefe dayanmadigini one surerek bu Hanefileri bidatle suclamaktaydilar. Ebu’l-Muin en-Nesefi bu suclamaya Tabsiratu’l-Edille eserinde cevap vermis ve el-Akidetu’t-Tahâviyye baglaminda, soz konusu gorusun Ebu Hanife’ye dayandigini ispatlamaya calismistir. Nesefi’nin eserindeki bu atif, el-Akide etrafinda buna iliskin bir tartismanin ve kapsamli bir serh literaturunun ortaya cikmasina yol acmistir.
Bu calisma, Ebu Cafer et-Tahâvi (o. 321/933)’nin el-Akide adli kisa metni uzerine yazilmis serhle... more Bu calisma, Ebu Cafer et-Tahâvi (o. 321/933)’nin el-Akide adli kisa metni uzerine yazilmis serhleri, uretildigi baglami da dikkate alarak tanitmayi hedeflemektedir. Temelde bir literatur tanitim calismasi oldugundan ozellikle eserlerin nispeti, kaynaklari, icerigi, uslubu ve yaslandigi kelami gelenek gibi hususlarin tespitine ozen gosterilmistir. Ayrica soz konusu serh literaturunun ozellikle iliskili oldugu Maturidi gelenek acisindan onemi ve Osmanli Kelam literaturune yansimasi da ortaya konmaya calisilmistir.
Ebu Cafer et-Tahâvi tarafindan kaleme alinan el-Akidetu’t-Tahâviyye eseri, Misir bolgesinde Ebu H... more Ebu Cafer et-Tahâvi tarafindan kaleme alinan el-Akidetu’t-Tahâviyye eseri, Misir bolgesinde Ebu Hanife‟nin itikadi goruĢlerini aktaran erken doneme ait yegâne metindir. Ebu Hanife‟nin goruĢlerini herhangi bir tartiĢmaya girmeden muhtasar Ģekilde veren eser, temelde Ebu Hanife ile Ehl-i Sunnet‟in genel itikadi goruĢlerinin uyumunu ortaya koymayi hedefleyen bir icerige sahiptir. 6/12. yy‟dan itibaren Maturidi cevrelerce kaleme alinan Ģerh literaturu, el-Akide metnini buyuk olcude Maturidi goruĢlerle iliĢkilendirmiĢtir. Ancak el-Akidetu’t-Tahâviyye‟nin, gerek Ehl-i Sunnet‟in genel goruĢlerini iceren muhtasar niteligi gerekse de yazari Tahâvi‟nin one cikan hadisci kimligi, metnin kimi kesimlerce Ehl-i Hadis/Hadis Taraftarligiyla iliĢkilendirilmesine yol acmiĢtir. Soz konusu iliĢkilendirmeyi yapan ilk isim ise metin uzerine Ehl-i Hadis cizgisinde bir de Ģerh kaleme almiĢ olan Sadruddin Ġbn Ebi‟l-Ġz‟dir (o. 792/1390). Bu caliĢma, Ġbn Ebi‟l-Ġz‟in soz konusu Ģerhini uretildigi baglam ve ici...
Ekmelüddîn Bâbertî (öl. 786/1384), Hanefî fıkıh ve kelam geleneğinin önemli isimlerinin başında g... more Ekmelüddîn Bâbertî (öl. 786/1384), Hanefî fıkıh ve kelam geleneğinin önemli isimlerinin başında gelmektedir. Onun bu gelenek içindeki önemi sadece kendi döneminde Hanefîliği güçlü şekilde temsilinden değil kaleme almış olduğu eserlere de dayanmaktadır. Farklı alanlarda pek çok eser kaleme almış olan Bâbertî’nin, özellikle fıkıh ve kelam alanında öne çıktığı görülmektedir. Bu sebeple onun söz konusu alanlardaki eserleri ve fikirleri üzerine pek çok çalışma yapılmıştır. Bâbertî’nin özellikle kelamla ilgili fikirlerini inceleyen çalışmalarda sıklıkla başvurulan eserlerinden biri, onun Ebû Ca‘fer et-Tahâvî’nin (öl. 321/933) meşhur el-Akîdetü’t-Tahâviyye eseri üzerine yazdığı belirtilen Şerhu Akîdeti Ehli’s-sünne ve’l-cemaa veya Şerhu’l-Akîdeti’t-Tahâviyye adlarıyla bilinen eserdir. 1989’da Ekmelüddîn el-Bâbertî’ye nispetle tahkik edilen bu şerh, Bâbertî’nin kelamla ilgili en önemli çalışması kabul edilmekte ve onun kelamî görüşlerinin de başlıca kaynakları arasında yer almaktadır. Bu şe...
Irak bölgesindeki Hanefîlik, farklı itikadî fırkalarla ilişkilendirilmektedir. Bu fırkalar arasın... more Irak bölgesindeki Hanefîlik, farklı itikadî fırkalarla ilişkilendirilmektedir. Bu fırkalar arasında önceleri Mürcie, sonraki aşamada da genelde Mu‘tezile ismi ön plana çıkmaktadır. Bununla birlikte bu fırkalarla ilişkili olmayan Sünnî eğilimli Hanefîlerin de olduğu bilinmektedir. Irak bölgesinde bu niteliğe sahip pek çok Hanefî bulunmaktadır. Maveraünnehir bölgesindeki Sünnî oluşumun (Mâtürîdîlik) parçası olmayan bu Hanefîler, Irak’ın yanı sıra Şam ve Mısır’da dağınık küçük gruplar halinde Hanefîliği temsil etmişlerdir. Ancak bölgedeki güçlü Mu‘tezile etkisi nedeniyle çok fazla görünür olmayan bu Hanefîler, Sünnî eğilimlerinin çerçevesini belirleyen itikadî bir yapı da ortaya koyamamışlardır. Mesailerini daha çok fıkhi faaliyetlere yoğunlaştıran batı bölgelerindeki bu Hanefîlerin itikadî/kelami meselelere ilgisi ise sınırlı kalmıştır. Öyle ki kelama bu ilgisizlikleri sebebiyle uzun süre itikadî görüşlerini derleyen bir metin dahi yazmamışlardır. Bu türden bir metin, ancak 4/10. yy b...
Hanefi-Maturidi cevrelerin V/XI. yy’dan itibaren Esarilerle girmis olduklari tekvin sifati tartis... more Hanefi-Maturidi cevrelerin V/XI. yy’dan itibaren Esarilerle girmis olduklari tekvin sifati tartismasi, el-Akidetu’t-Tahaviyye metninin gundeme gelisinin asil baglamini olusturmaktadir. Bu tartismada Esariler, Hanefi cevrelerin savundugu ezeli bir tekvin sifati gorusunun, Ebu Hanife ve selefe dayanmadigini one surerek bu Hanefileri bidatle suclamaktaydilar. Ebu’l-Muin en-Nesefi bu suclamaya Tabsiratu’l-Edille eserinde cevap vermis ve el-Akidetu’t-Tahâviyye baglaminda, soz konusu gorusun Ebu Hanife’ye dayandigini ispatlamaya calismistir. Nesefi’nin eserindeki bu atif, el-Akide etrafinda buna iliskin bir tartismanin ve kapsamli bir serh literaturunun ortaya cikmasina yol acmistir.
Bu calisma, Ebu Cafer et-Tahâvi (o. 321/933)’nin el-Akide adli kisa metni uzerine yazilmis serhle... more Bu calisma, Ebu Cafer et-Tahâvi (o. 321/933)’nin el-Akide adli kisa metni uzerine yazilmis serhleri, uretildigi baglami da dikkate alarak tanitmayi hedeflemektedir. Temelde bir literatur tanitim calismasi oldugundan ozellikle eserlerin nispeti, kaynaklari, icerigi, uslubu ve yaslandigi kelami gelenek gibi hususlarin tespitine ozen gosterilmistir. Ayrica soz konusu serh literaturunun ozellikle iliskili oldugu Maturidi gelenek acisindan onemi ve Osmanli Kelam literaturune yansimasi da ortaya konmaya calisilmistir.
Ebu Cafer et-Tahâvi tarafindan kaleme alinan el-Akidetu’t-Tahâviyye eseri, Misir bolgesinde Ebu H... more Ebu Cafer et-Tahâvi tarafindan kaleme alinan el-Akidetu’t-Tahâviyye eseri, Misir bolgesinde Ebu Hanife‟nin itikadi goruĢlerini aktaran erken doneme ait yegâne metindir. Ebu Hanife‟nin goruĢlerini herhangi bir tartiĢmaya girmeden muhtasar Ģekilde veren eser, temelde Ebu Hanife ile Ehl-i Sunnet‟in genel itikadi goruĢlerinin uyumunu ortaya koymayi hedefleyen bir icerige sahiptir. 6/12. yy‟dan itibaren Maturidi cevrelerce kaleme alinan Ģerh literaturu, el-Akide metnini buyuk olcude Maturidi goruĢlerle iliĢkilendirmiĢtir. Ancak el-Akidetu’t-Tahâviyye‟nin, gerek Ehl-i Sunnet‟in genel goruĢlerini iceren muhtasar niteligi gerekse de yazari Tahâvi‟nin one cikan hadisci kimligi, metnin kimi kesimlerce Ehl-i Hadis/Hadis Taraftarligiyla iliĢkilendirilmesine yol acmiĢtir. Soz konusu iliĢkilendirmeyi yapan ilk isim ise metin uzerine Ehl-i Hadis cizgisinde bir de Ģerh kaleme almiĢ olan Sadruddin Ġbn Ebi‟l-Ġz‟dir (o. 792/1390). Bu caliĢma, Ġbn Ebi‟l-Ġz‟in soz konusu Ģerhini uretildigi baglam ve ici...
Uploads
Papers