ÖZ Askeri harcamalar, ulusal güvenliği sağlayabilmek açısından ülkelerin vazgeçemeyecekleri bir k... more ÖZ Askeri harcamalar, ulusal güvenliği sağlayabilmek açısından ülkelerin vazgeçemeyecekleri bir kalemdir. Bu yüzden askeri harcamalar, birçok ülkedeki toplam kamu harcamaları içerisinde önemli bir paya sahip ol-makla beraber aynı zamanda ülkelerin ekonomilerini de etkileyebilmektedir. Bu doğrultuda çalışmada 1961-2015 döneminde Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri için askeri harcamalar ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin varlığı araştırılmak istenmiştir. Bu amaç doğrultusunda, çalışmada Johansen-Juselius eşbütünleşme ve Granger nedensellik analizlerinden yararlanılmıştır. Analiz sonuçlarına göre, Amerika Bir-leşik Devletleri için ekonomik büyüme ile askeri harcamalar arasında herhangi bir nedensel ilişki tespit edilemezken, Türkiye için ise iki değişken arasında çift yönlü nedensel ilişkinin var olduğu söylenebilmek-tedir. ABSTRACT Military expenditures are indispensable items of the countries in order to protect national security. Therefore , military expenditures have a substantial share in aggregate public expenditures of many countries and can also affect economies of countries. In this regard, plenty of studies are available in the literature arguing the relationship between military expenditures and economic growth. Therefore, this study aims to reveal the relationships between military expenditures and economic growth in Turkey and the United States between the years of 1961-2015. In accordance with this purpose, Johansen-Juselius cointegration and Granger causality analysis are used in the study. According to the analysis results, it can be said that there is bi-directional causality between the two variables for the Turkey while it can not be found any causal relationship between military spending and economic growth for the United States.
Askeri harcamalar ülkelerin, egemenlik ve bağımsızlıklarını koruyabilmeleri için vazgeçemeyecekle... more Askeri harcamalar ülkelerin, egemenlik ve bağımsızlıklarını koruyabilmeleri için vazgeçemeyecekleri bir kalemdir. Bu yüzden askeri harcamaların, birçok ülkenin toplam kamu harcamaları içinde önemli bir paya sahip olduğu ve ekonomiyi etkilediği yadsınamaz bir gerçektir. Uygulamada ele alınan örneklemin ve kullanılan yöntemlerin farklılığından dolayı literatürde farklı sonuçlara ulaşıldığı dikkat çekmektedir. Literatürde genel olarak askeri harcamaların, ekonomik büyümeyi pozitif ya da negatif olarak etkileyebildiği gözlenmektedir. Bunun yanı sıra iki değişken arasında anlamlı bir ilişkinin olmadığını savunan çalışmaların varlığı da söz konusudur. Bu çalışmada ise 1980-2014 döneminde Türkiye ve ABD için askeri harcamalar ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda, çalışmada eşbütünleşme ve nedensellik analizlerinden yararlanılmıştır.
Doğrudan yabancı yatırımlar; bir şirketin, ana merkezin dışındaki ülkelere üretim tesisi kurması ... more Doğrudan yabancı yatırımlar; bir şirketin, ana merkezin dışındaki ülkelere üretim tesisi kurması veya mevcut üretim tesislerini satın alması biçiminde tanımlanabilir. Küreselleşen dünyada özellikle gelişmekte olan ülkeler için sağladığı avantajlardan dolayı doğrudan yabancı yatırımların önemi giderek artmaktadır. Çünkü gelişmekte olan pek çok ülkede tasarruf oranları düşük düzeydedir ve bu ülkeler sermaye ihtiyaçlarını iç kaynaklardan karşılama konusunda büyük zorluklar yaşamaktadırlar. Dolayısıyla gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye de aynı sorunları yaşadığından doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına büyük gereksinim duymaktadır. Bu noktada, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının Türkiye’yi tercih etmesinde rol oynayan belirleyicilerin neler olduğunun bilinmesi büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda çalışmada, Türkiye örnekleminde 2002-2015 dönemi için doğrudan yabancı yatırımları etkileyen faktörlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda doğrudan yabancı yatırımları etkileyen faktörler regresyon analizi aracılığıyla araştırılmıştır.
Ülkeler arasındaki ekonomik ilişkilerin seyrini belirleyen birçok etken vardır. Bu etkenlerin en ... more Ülkeler arasındaki ekonomik ilişkilerin seyrini belirleyen birçok etken vardır. Bu etkenlerin en önemlilerinden bir tanesi de ülkeler arasında yaşanan siyasi ve askeri olaylardır. Konuyla ilgili son dönemde yaşanan en çarpıcı örneklerden biri ise Türkiye ve Rusya arasında yaşanan “Uçak Krizi” dir. Rus savaş uçağının Türk hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle 24 Kasım 2015 tarihinde Türk jetleri tarafından vurulması Türk-Rus ilişkilerinde yeni bir döneme geçilmesine yol açmıştır. Bu tarihten sonra ülkelerin politikacıları tarafından yapılan sert açıklamalar ve özellikle Rus hükümetinin uygulamaya başladığı yaptırımlar ülke ilişkilerini ve ekonomilerini oldukça olumsuz etkilemektedir. Türk-Rus ilişkilerinde ciddi kırılmanın yaşandığı böyle bir ortamda özellikle iki ülke arasındaki geniş hacimli ticari ilişkilerin büyük zarar gördüğü dikkat çekmektedir. Bu çalışmada, iki ülke arasında yaşanan uçak krizinin kısa dönemde Türkiye ekonomisini nasıl etkilediğinin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda Türkiye’nin, uçak krizinden öncesine ve sonrasına ait dış ticaret rakamları karşılaştırılıp ortaya çıkan değişim analiz edilmiştir.
1. Giriş
Çok uluslu şirketlerin dünya ticaretine yön veren önemli aktörlerden biri haline gelmeye... more 1. Giriş Çok uluslu şirketlerin dünya ticaretine yön veren önemli aktörlerden biri haline gelmeye başladığı 20. y.y.’ın ikinci yarısından itibaren, doğrudan yabancı yatırımlar, gelişmekte olan birçok ülkenin kalkınma stratejilerinin omurgasını oluşturmaktadırlar. Takip ettikleri istikrarlı politikalar sonucunda doğrudan yabancı yatırımları çekmeyi başaran ülkelerin, kısa zaman içinde güçlü ekonomiler haline geldikleri görülmüştür. Bir diğer ifadeyle, doğrudan yabancı yatırımlar, gelişmekte olan ülkelerdeki sermaye eksikliğinin giderilmesini sağlamış ve ayrıca ev sahibi ülkede iş olanaklarını artırarak üretim düzeyinin yükselmesini sağlayabilmişlerdir. Dolayısıyla doğrudan yabancı yatırımlar, ülkelerin ekonomik büyümelerine katkıda bulunmaktadırlar. Bu doğrultuda özellikle gelişmekte olan ülkeler, doğrudan yabancı yatırımların kendilerini tercih etmesini istemektedirler. Doğrudan yabancı yatırımların, ev sahibi ülkeyi tercih etmesinde yalnızca istikrarlı politikaların varlığının yeterli olmadığı bilinen bir gerçektir. Zira çok uluslu şirketler, ev sahibi ülkedeki ekonomik, politik ve yatırım ortamlarına ilişkin faktörleri bir bütün olarak değerlendirdikten sonra o ülkeye yatırım yapıp yapmama kararını vermektedirler. Bu nedenle küreselleşen dünyada doğrudan yabancı yatırım kararları üzerinde belirleyici rol oynayan faktörlerin tespit edilmesi gelişmekte olan ülkeler açısından son derece önemli hale gelmiştir. Tasarruf oranları düşük olduğundan dolayı doğrudan yabancı yatırımlara fazlasıyla ihtiyaç duyan Türkiye, incelenmesi gereken gelişmekte olan ülkelerden bir tanesidir. Bu sayede doğrudan yabancı yatırımların, Türkiye’ye gelişini hangi faktörlerin belirlediği ve bu faktörlerin doğrudan yabancı yatırımlar üzerinde ne ölçüde etkiye sahip olduğunun tespit edilmesi mümkün olabilmektedir. Elde edilen sayısal veriler ile Türkiye’nin doğrudan yabancı yatırım çekme stratejilerinin ve takip ettiği politikaların eksik yanlarının görülmesine olanak sağlamaktadır. Bu çalışmada, Türkiye’de doğrudan yabancı yatırımların belirleyicilerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, 2002-2015 yılları arasında çeyrek dönemlik veriler kullanılarak doğrudan yabancı yatırımlar ile büyüme oranı, cari açık, ihracatın ithalatı karşılama oranı, işsizlik oranı, toplam kamu borcu, enflasyon oranı, dolar kuru oynaklığı, hisse senedi piyasa oynaklığı ve terör olayları arasındaki ilişki regresyon analizi aracılığıyla araştırılmıştır. Çalışmanın bundan sonraki kısmı ise şu şekilde organize edilmiştir; ikinci bölümde doğrudan yabancı yatırımlardan genel olarak bahsedilirken üçüncü bölümde belirleyicileri, dördüncü bölümde teorik çerçeve, beşinci bölümde konuyla ilgili olarak yapılmış ampirik çalışmaların genel bir özeti, altıncı bölümde kullanılan veri seti ve yöntemler açıklanmış ve ardından yedinci bölümde elde edilen ampirik bulgulara yer verilmiştir. Çalışmanın son kısmında ise ulaşılan ampirik bulgular ışığında sonuçlar ve değerlendirmeler yapılmıştır.
ÖZ Askeri harcamalar, ulusal güvenliği sağlayabilmek açısından ülkelerin vazgeçemeyecekleri bir k... more ÖZ Askeri harcamalar, ulusal güvenliği sağlayabilmek açısından ülkelerin vazgeçemeyecekleri bir kalemdir. Bu yüzden askeri harcamalar, birçok ülkedeki toplam kamu harcamaları içerisinde önemli bir paya sahip ol-makla beraber aynı zamanda ülkelerin ekonomilerini de etkileyebilmektedir. Bu doğrultuda çalışmada 1961-2015 döneminde Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri için askeri harcamalar ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin varlığı araştırılmak istenmiştir. Bu amaç doğrultusunda, çalışmada Johansen-Juselius eşbütünleşme ve Granger nedensellik analizlerinden yararlanılmıştır. Analiz sonuçlarına göre, Amerika Bir-leşik Devletleri için ekonomik büyüme ile askeri harcamalar arasında herhangi bir nedensel ilişki tespit edilemezken, Türkiye için ise iki değişken arasında çift yönlü nedensel ilişkinin var olduğu söylenebilmek-tedir. ABSTRACT Military expenditures are indispensable items of the countries in order to protect national security. Therefore , military expenditures have a substantial share in aggregate public expenditures of many countries and can also affect economies of countries. In this regard, plenty of studies are available in the literature arguing the relationship between military expenditures and economic growth. Therefore, this study aims to reveal the relationships between military expenditures and economic growth in Turkey and the United States between the years of 1961-2015. In accordance with this purpose, Johansen-Juselius cointegration and Granger causality analysis are used in the study. According to the analysis results, it can be said that there is bi-directional causality between the two variables for the Turkey while it can not be found any causal relationship between military spending and economic growth for the United States.
Askeri harcamalar ülkelerin, egemenlik ve bağımsızlıklarını koruyabilmeleri için vazgeçemeyecekle... more Askeri harcamalar ülkelerin, egemenlik ve bağımsızlıklarını koruyabilmeleri için vazgeçemeyecekleri bir kalemdir. Bu yüzden askeri harcamaların, birçok ülkenin toplam kamu harcamaları içinde önemli bir paya sahip olduğu ve ekonomiyi etkilediği yadsınamaz bir gerçektir. Uygulamada ele alınan örneklemin ve kullanılan yöntemlerin farklılığından dolayı literatürde farklı sonuçlara ulaşıldığı dikkat çekmektedir. Literatürde genel olarak askeri harcamaların, ekonomik büyümeyi pozitif ya da negatif olarak etkileyebildiği gözlenmektedir. Bunun yanı sıra iki değişken arasında anlamlı bir ilişkinin olmadığını savunan çalışmaların varlığı da söz konusudur. Bu çalışmada ise 1980-2014 döneminde Türkiye ve ABD için askeri harcamalar ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda, çalışmada eşbütünleşme ve nedensellik analizlerinden yararlanılmıştır.
Doğrudan yabancı yatırımlar; bir şirketin, ana merkezin dışındaki ülkelere üretim tesisi kurması ... more Doğrudan yabancı yatırımlar; bir şirketin, ana merkezin dışındaki ülkelere üretim tesisi kurması veya mevcut üretim tesislerini satın alması biçiminde tanımlanabilir. Küreselleşen dünyada özellikle gelişmekte olan ülkeler için sağladığı avantajlardan dolayı doğrudan yabancı yatırımların önemi giderek artmaktadır. Çünkü gelişmekte olan pek çok ülkede tasarruf oranları düşük düzeydedir ve bu ülkeler sermaye ihtiyaçlarını iç kaynaklardan karşılama konusunda büyük zorluklar yaşamaktadırlar. Dolayısıyla gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye de aynı sorunları yaşadığından doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına büyük gereksinim duymaktadır. Bu noktada, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının Türkiye’yi tercih etmesinde rol oynayan belirleyicilerin neler olduğunun bilinmesi büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda çalışmada, Türkiye örnekleminde 2002-2015 dönemi için doğrudan yabancı yatırımları etkileyen faktörlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda doğrudan yabancı yatırımları etkileyen faktörler regresyon analizi aracılığıyla araştırılmıştır.
Ülkeler arasındaki ekonomik ilişkilerin seyrini belirleyen birçok etken vardır. Bu etkenlerin en ... more Ülkeler arasındaki ekonomik ilişkilerin seyrini belirleyen birçok etken vardır. Bu etkenlerin en önemlilerinden bir tanesi de ülkeler arasında yaşanan siyasi ve askeri olaylardır. Konuyla ilgili son dönemde yaşanan en çarpıcı örneklerden biri ise Türkiye ve Rusya arasında yaşanan “Uçak Krizi” dir. Rus savaş uçağının Türk hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle 24 Kasım 2015 tarihinde Türk jetleri tarafından vurulması Türk-Rus ilişkilerinde yeni bir döneme geçilmesine yol açmıştır. Bu tarihten sonra ülkelerin politikacıları tarafından yapılan sert açıklamalar ve özellikle Rus hükümetinin uygulamaya başladığı yaptırımlar ülke ilişkilerini ve ekonomilerini oldukça olumsuz etkilemektedir. Türk-Rus ilişkilerinde ciddi kırılmanın yaşandığı böyle bir ortamda özellikle iki ülke arasındaki geniş hacimli ticari ilişkilerin büyük zarar gördüğü dikkat çekmektedir. Bu çalışmada, iki ülke arasında yaşanan uçak krizinin kısa dönemde Türkiye ekonomisini nasıl etkilediğinin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda Türkiye’nin, uçak krizinden öncesine ve sonrasına ait dış ticaret rakamları karşılaştırılıp ortaya çıkan değişim analiz edilmiştir.
1. Giriş
Çok uluslu şirketlerin dünya ticaretine yön veren önemli aktörlerden biri haline gelmeye... more 1. Giriş Çok uluslu şirketlerin dünya ticaretine yön veren önemli aktörlerden biri haline gelmeye başladığı 20. y.y.’ın ikinci yarısından itibaren, doğrudan yabancı yatırımlar, gelişmekte olan birçok ülkenin kalkınma stratejilerinin omurgasını oluşturmaktadırlar. Takip ettikleri istikrarlı politikalar sonucunda doğrudan yabancı yatırımları çekmeyi başaran ülkelerin, kısa zaman içinde güçlü ekonomiler haline geldikleri görülmüştür. Bir diğer ifadeyle, doğrudan yabancı yatırımlar, gelişmekte olan ülkelerdeki sermaye eksikliğinin giderilmesini sağlamış ve ayrıca ev sahibi ülkede iş olanaklarını artırarak üretim düzeyinin yükselmesini sağlayabilmişlerdir. Dolayısıyla doğrudan yabancı yatırımlar, ülkelerin ekonomik büyümelerine katkıda bulunmaktadırlar. Bu doğrultuda özellikle gelişmekte olan ülkeler, doğrudan yabancı yatırımların kendilerini tercih etmesini istemektedirler. Doğrudan yabancı yatırımların, ev sahibi ülkeyi tercih etmesinde yalnızca istikrarlı politikaların varlığının yeterli olmadığı bilinen bir gerçektir. Zira çok uluslu şirketler, ev sahibi ülkedeki ekonomik, politik ve yatırım ortamlarına ilişkin faktörleri bir bütün olarak değerlendirdikten sonra o ülkeye yatırım yapıp yapmama kararını vermektedirler. Bu nedenle küreselleşen dünyada doğrudan yabancı yatırım kararları üzerinde belirleyici rol oynayan faktörlerin tespit edilmesi gelişmekte olan ülkeler açısından son derece önemli hale gelmiştir. Tasarruf oranları düşük olduğundan dolayı doğrudan yabancı yatırımlara fazlasıyla ihtiyaç duyan Türkiye, incelenmesi gereken gelişmekte olan ülkelerden bir tanesidir. Bu sayede doğrudan yabancı yatırımların, Türkiye’ye gelişini hangi faktörlerin belirlediği ve bu faktörlerin doğrudan yabancı yatırımlar üzerinde ne ölçüde etkiye sahip olduğunun tespit edilmesi mümkün olabilmektedir. Elde edilen sayısal veriler ile Türkiye’nin doğrudan yabancı yatırım çekme stratejilerinin ve takip ettiği politikaların eksik yanlarının görülmesine olanak sağlamaktadır. Bu çalışmada, Türkiye’de doğrudan yabancı yatırımların belirleyicilerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, 2002-2015 yılları arasında çeyrek dönemlik veriler kullanılarak doğrudan yabancı yatırımlar ile büyüme oranı, cari açık, ihracatın ithalatı karşılama oranı, işsizlik oranı, toplam kamu borcu, enflasyon oranı, dolar kuru oynaklığı, hisse senedi piyasa oynaklığı ve terör olayları arasındaki ilişki regresyon analizi aracılığıyla araştırılmıştır. Çalışmanın bundan sonraki kısmı ise şu şekilde organize edilmiştir; ikinci bölümde doğrudan yabancı yatırımlardan genel olarak bahsedilirken üçüncü bölümde belirleyicileri, dördüncü bölümde teorik çerçeve, beşinci bölümde konuyla ilgili olarak yapılmış ampirik çalışmaların genel bir özeti, altıncı bölümde kullanılan veri seti ve yöntemler açıklanmış ve ardından yedinci bölümde elde edilen ampirik bulgulara yer verilmiştir. Çalışmanın son kısmında ise ulaşılan ampirik bulgular ışığında sonuçlar ve değerlendirmeler yapılmıştır.
Uploads
Papers
Conference Presentations
Bu çalışmada, iki ülke arasında yaşanan uçak krizinin kısa dönemde Türkiye ekonomisini nasıl etkilediğinin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda Türkiye’nin, uçak krizinden öncesine ve sonrasına ait dış ticaret rakamları karşılaştırılıp ortaya çıkan değişim analiz edilmiştir.
Books
Çok uluslu şirketlerin dünya ticaretine yön veren önemli aktörlerden biri haline gelmeye başladığı 20. y.y.’ın ikinci yarısından itibaren, doğrudan yabancı yatırımlar, gelişmekte olan birçok ülkenin kalkınma stratejilerinin omurgasını oluşturmaktadırlar. Takip ettikleri istikrarlı politikalar sonucunda doğrudan yabancı yatırımları çekmeyi başaran ülkelerin, kısa zaman içinde güçlü ekonomiler haline geldikleri görülmüştür. Bir diğer ifadeyle, doğrudan yabancı yatırımlar, gelişmekte olan ülkelerdeki sermaye eksikliğinin giderilmesini sağlamış ve ayrıca ev sahibi ülkede iş olanaklarını artırarak üretim düzeyinin yükselmesini sağlayabilmişlerdir. Dolayısıyla doğrudan yabancı yatırımlar, ülkelerin ekonomik büyümelerine katkıda bulunmaktadırlar. Bu doğrultuda özellikle gelişmekte olan ülkeler, doğrudan yabancı yatırımların kendilerini tercih etmesini istemektedirler.
Doğrudan yabancı yatırımların, ev sahibi ülkeyi tercih etmesinde yalnızca istikrarlı politikaların varlığının yeterli olmadığı bilinen bir gerçektir. Zira çok uluslu şirketler, ev sahibi ülkedeki ekonomik, politik ve yatırım ortamlarına ilişkin faktörleri bir bütün olarak değerlendirdikten sonra o ülkeye yatırım yapıp yapmama kararını vermektedirler. Bu nedenle küreselleşen dünyada doğrudan yabancı yatırım kararları üzerinde belirleyici rol oynayan faktörlerin tespit edilmesi gelişmekte olan ülkeler açısından son derece önemli hale gelmiştir.
Tasarruf oranları düşük olduğundan dolayı doğrudan yabancı yatırımlara fazlasıyla ihtiyaç duyan Türkiye, incelenmesi gereken gelişmekte olan ülkelerden bir tanesidir. Bu sayede doğrudan yabancı yatırımların, Türkiye’ye gelişini hangi faktörlerin belirlediği ve bu faktörlerin doğrudan yabancı yatırımlar üzerinde ne ölçüde etkiye sahip olduğunun tespit edilmesi mümkün olabilmektedir. Elde edilen sayısal veriler ile Türkiye’nin doğrudan yabancı yatırım çekme stratejilerinin ve takip ettiği politikaların eksik yanlarının görülmesine olanak sağlamaktadır.
Bu çalışmada, Türkiye’de doğrudan yabancı yatırımların belirleyicilerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, 2002-2015 yılları arasında çeyrek dönemlik veriler kullanılarak doğrudan yabancı yatırımlar ile büyüme oranı, cari açık, ihracatın ithalatı karşılama oranı, işsizlik oranı, toplam kamu borcu, enflasyon oranı, dolar kuru oynaklığı, hisse senedi piyasa oynaklığı ve terör olayları arasındaki ilişki regresyon analizi aracılığıyla araştırılmıştır. Çalışmanın bundan sonraki kısmı ise şu şekilde organize edilmiştir; ikinci bölümde doğrudan yabancı yatırımlardan genel olarak bahsedilirken üçüncü bölümde belirleyicileri, dördüncü bölümde teorik çerçeve, beşinci bölümde konuyla ilgili olarak yapılmış ampirik çalışmaların genel bir özeti, altıncı bölümde kullanılan veri seti ve yöntemler açıklanmış ve ardından yedinci bölümde elde edilen ampirik bulgulara yer verilmiştir. Çalışmanın son kısmında ise ulaşılan ampirik bulgular ışığında sonuçlar ve değerlendirmeler yapılmıştır.
Bu çalışmada, iki ülke arasında yaşanan uçak krizinin kısa dönemde Türkiye ekonomisini nasıl etkilediğinin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda Türkiye’nin, uçak krizinden öncesine ve sonrasına ait dış ticaret rakamları karşılaştırılıp ortaya çıkan değişim analiz edilmiştir.
Çok uluslu şirketlerin dünya ticaretine yön veren önemli aktörlerden biri haline gelmeye başladığı 20. y.y.’ın ikinci yarısından itibaren, doğrudan yabancı yatırımlar, gelişmekte olan birçok ülkenin kalkınma stratejilerinin omurgasını oluşturmaktadırlar. Takip ettikleri istikrarlı politikalar sonucunda doğrudan yabancı yatırımları çekmeyi başaran ülkelerin, kısa zaman içinde güçlü ekonomiler haline geldikleri görülmüştür. Bir diğer ifadeyle, doğrudan yabancı yatırımlar, gelişmekte olan ülkelerdeki sermaye eksikliğinin giderilmesini sağlamış ve ayrıca ev sahibi ülkede iş olanaklarını artırarak üretim düzeyinin yükselmesini sağlayabilmişlerdir. Dolayısıyla doğrudan yabancı yatırımlar, ülkelerin ekonomik büyümelerine katkıda bulunmaktadırlar. Bu doğrultuda özellikle gelişmekte olan ülkeler, doğrudan yabancı yatırımların kendilerini tercih etmesini istemektedirler.
Doğrudan yabancı yatırımların, ev sahibi ülkeyi tercih etmesinde yalnızca istikrarlı politikaların varlığının yeterli olmadığı bilinen bir gerçektir. Zira çok uluslu şirketler, ev sahibi ülkedeki ekonomik, politik ve yatırım ortamlarına ilişkin faktörleri bir bütün olarak değerlendirdikten sonra o ülkeye yatırım yapıp yapmama kararını vermektedirler. Bu nedenle küreselleşen dünyada doğrudan yabancı yatırım kararları üzerinde belirleyici rol oynayan faktörlerin tespit edilmesi gelişmekte olan ülkeler açısından son derece önemli hale gelmiştir.
Tasarruf oranları düşük olduğundan dolayı doğrudan yabancı yatırımlara fazlasıyla ihtiyaç duyan Türkiye, incelenmesi gereken gelişmekte olan ülkelerden bir tanesidir. Bu sayede doğrudan yabancı yatırımların, Türkiye’ye gelişini hangi faktörlerin belirlediği ve bu faktörlerin doğrudan yabancı yatırımlar üzerinde ne ölçüde etkiye sahip olduğunun tespit edilmesi mümkün olabilmektedir. Elde edilen sayısal veriler ile Türkiye’nin doğrudan yabancı yatırım çekme stratejilerinin ve takip ettiği politikaların eksik yanlarının görülmesine olanak sağlamaktadır.
Bu çalışmada, Türkiye’de doğrudan yabancı yatırımların belirleyicilerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, 2002-2015 yılları arasında çeyrek dönemlik veriler kullanılarak doğrudan yabancı yatırımlar ile büyüme oranı, cari açık, ihracatın ithalatı karşılama oranı, işsizlik oranı, toplam kamu borcu, enflasyon oranı, dolar kuru oynaklığı, hisse senedi piyasa oynaklığı ve terör olayları arasındaki ilişki regresyon analizi aracılığıyla araştırılmıştır. Çalışmanın bundan sonraki kısmı ise şu şekilde organize edilmiştir; ikinci bölümde doğrudan yabancı yatırımlardan genel olarak bahsedilirken üçüncü bölümde belirleyicileri, dördüncü bölümde teorik çerçeve, beşinci bölümde konuyla ilgili olarak yapılmış ampirik çalışmaların genel bir özeti, altıncı bölümde kullanılan veri seti ve yöntemler açıklanmış ve ardından yedinci bölümde elde edilen ampirik bulgulara yer verilmiştir. Çalışmanın son kısmında ise ulaşılan ampirik bulgular ışığında sonuçlar ve değerlendirmeler yapılmıştır.