"Toplumsal Cinsiyet Perspektifinden Türkiye’de Eğreti İstihdam", Nuray Ergüneş’e Armağan Finansallaşma Kadın Emeği ve Devlet içinde, (by Elif Karaçimen, Melda Yaman, Nurcan Özkaplan, Özgün Akduran, Sebnem Oğuz, (Der.), İstanbul: SAV, 2019
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Uploads
Books by Rana Gurbuz
Papers by Rana Gurbuz
Özet: Bu makalede, 1990:1-2005:3 döneminde, ekonomiye giren kısa süreli sermaye akımlarının, yatırım ve GSYİH artışı gibi reel göstergeler, faiz oranı, döviz kuru, enflasyon oranı gibi parasal göstergeler ve dış ticaret dengesi ile etkileşimi, bir Vector Auto Regressif (VAR) model yardımıyla araştırılmakta-dır. Çalışmanın sonucundan, ekonomiye kısa süreli sermaye girişlerinin, tü-ketim ve yatırım ortamını etkilemek yoluyla GSYİH'da kısa süreli bir artışa yol açtığı, yerli paranın değer kazanmasına neden olarak dış ticaret denge-sini olumsuz etkilediği, uzun dönemde faiz oranlarının yükselmesine neden olduğu, ancak enflasyon oranı ile ilişkisinin anlamsız olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, ekonomiye yönelen kısa vadeli sermaye akımları, değişken niteliği ve ekonomiye ani giriş-çıkışları nedeniyle, ekonomideki istikrarsızlık-ları artırmakta ve krizlere karşı kırılgan bir ortam hazırlamaktadır.
Anahtar Kelimeler: Toplumsal Cinsiyet, Ücretli Kadın Emeği, Ev içi Emek, Van
Anahtar Kelimeler: vakıf üniversiteleri, kamu hizmeti, özel üniversite, değersizleşen öğretim elemanı
Abstract: Investigating emergence and development processes of the universities reveals that the university is restructured repeatedly in accordance with dominant mode of production and needs/specifications of different classes. Foundation universities have emerged as a result of the commodification of education, which is seen as a source of information in a certain system of social relations. In Turkey, foundation universities were established within a non-random manner after 1980s as part of the removal process of public education. As of 2014, there are 80 foundation universities. Legislation clearly states that private higher education institutions should be non-profit. However, the main purpose of private universities is generating "income". Foundation universities have become de facto private universities rather than fulfilling the public service and being non-profit entities.
Anahtar sözcükler: çalışmak, maddi yaşam, toplumsal ilişkiler
Working: To be or not to be (?)
Abstract: Human produce their own material reality indirectly when they produce their means of sustenance. If how life of an individual manifests is a refl ection of who they are, what they are is related to their production and what they produce, as well as how they produce it, which is the problem of working. But this problem of working is not a simple one, individuals producing under a certain mode of production enter into to these specified societal and political relations. We can strongly conclude that the problem of working is a political issue and cannot be depoliticized. Throughout history, humans have regarded working as a catastrophe, a mishap, or a curse. Philology (and its synonym etymology) informs us that no word is as demonstrative of its contemporary sense as its Latin origin when it comes to define the concept of working. In Latin, labor expresses hard, inconvenient and toilsome content. In Old German, arbeit defines pain, unease and distress. In Russian, the words padoma, robata which means working should be translated as slavery.
Key words: working, material reality, societal relations
Özet: Bu makalede, 1990:1-2005:3 döneminde, ekonomiye giren kısa süreli sermaye akımlarının, yatırım ve GSYİH artışı gibi reel göstergeler, faiz oranı, döviz kuru, enflasyon oranı gibi parasal göstergeler ve dış ticaret dengesi ile etkileşimi, bir Vector Auto Regressif (VAR) model yardımıyla araştırılmakta-dır. Çalışmanın sonucundan, ekonomiye kısa süreli sermaye girişlerinin, tü-ketim ve yatırım ortamını etkilemek yoluyla GSYİH'da kısa süreli bir artışa yol açtığı, yerli paranın değer kazanmasına neden olarak dış ticaret denge-sini olumsuz etkilediği, uzun dönemde faiz oranlarının yükselmesine neden olduğu, ancak enflasyon oranı ile ilişkisinin anlamsız olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, ekonomiye yönelen kısa vadeli sermaye akımları, değişken niteliği ve ekonomiye ani giriş-çıkışları nedeniyle, ekonomideki istikrarsızlık-ları artırmakta ve krizlere karşı kırılgan bir ortam hazırlamaktadır.
Anahtar Kelimeler: Toplumsal Cinsiyet, Ücretli Kadın Emeği, Ev içi Emek, Van
Anahtar Kelimeler: vakıf üniversiteleri, kamu hizmeti, özel üniversite, değersizleşen öğretim elemanı
Abstract: Investigating emergence and development processes of the universities reveals that the university is restructured repeatedly in accordance with dominant mode of production and needs/specifications of different classes. Foundation universities have emerged as a result of the commodification of education, which is seen as a source of information in a certain system of social relations. In Turkey, foundation universities were established within a non-random manner after 1980s as part of the removal process of public education. As of 2014, there are 80 foundation universities. Legislation clearly states that private higher education institutions should be non-profit. However, the main purpose of private universities is generating "income". Foundation universities have become de facto private universities rather than fulfilling the public service and being non-profit entities.
Anahtar sözcükler: çalışmak, maddi yaşam, toplumsal ilişkiler
Working: To be or not to be (?)
Abstract: Human produce their own material reality indirectly when they produce their means of sustenance. If how life of an individual manifests is a refl ection of who they are, what they are is related to their production and what they produce, as well as how they produce it, which is the problem of working. But this problem of working is not a simple one, individuals producing under a certain mode of production enter into to these specified societal and political relations. We can strongly conclude that the problem of working is a political issue and cannot be depoliticized. Throughout history, humans have regarded working as a catastrophe, a mishap, or a curse. Philology (and its synonym etymology) informs us that no word is as demonstrative of its contemporary sense as its Latin origin when it comes to define the concept of working. In Latin, labor expresses hard, inconvenient and toilsome content. In Old German, arbeit defines pain, unease and distress. In Russian, the words padoma, robata which means working should be translated as slavery.
Key words: working, material reality, societal relations